kolay olmamıştır. sonuçta gerçekleşmiştir. fransız ihtilali kadar önemli bir olaydır. çıkarılan dersler çok önemlidir. ne ilginçtir ki türkiye evrenin kurallarına bile karşı çıkıp tersinir bir süreç yaratarak geçmişin karanlığına duyduğu gereksiz özlemle önünde kocaman girilmez tabelalarının bulunduğu ters yollara sapmıştır. elbet bunun da bir sonucu olacaktır. onun da ne olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur sanırım.
avrupa asya'dan çok daha cahil iken aklını kullanıp bilgelik ve ilim yolunu seçmiş, papa'nın yetkilerini kısıtlayıp yalnızca sandalyesinde oturması gerektiğini anlamıştır. umarım biz de anlarız demek isterdim ama bunun için artık çok geç. yılanın başını küçükken ezmediyseniz ısırılmayı ciddiye almamışsınız demektir. o halde ısırılmaktan yakınmak anlamsızdır. geçmiş geçmişte kalmışsa zamanın şartlarına uygun yeni bir plan yaratmak elzemdir. böylece alınacak hasar en azından minimuma indirilmiş olur. bunları önceden düşünmezseniz yılan sizi ısırmaya başladığında düşünecek zamanınız kalmaz ve frontal loblarınızın artık çalışmayı bıraktığı bir kaosa sürüklenirsiniz. özetle hayvanlardan farkınız kalmaz.
etraftaki kırmızı renklerin toprakla buluştuğu ve büyük sessizliğin etrafa hakim olduğu vakit birbirinize bakıp şu soruyu sorarsınız:
derebeylik seçimlerinde oy kullananların alınları kızgın demirle dağlanırdı. (oy verdikleri belli olsun, mükerrer oy kullanmasınlar diye) evet Avrupa demokrasisi, geçmişte böyle acı bedeller ödeyerek bugünkü seviyesine ulaştı.
Coğrafi keşiflerle beraber dünya ticaret yollarının değişimi sonucu ticaretin akdeniz'den atlantik ve pasifiğe kaymasıyla küresel sermayenin ( büyük bölümü kripto yahudi sermayesidir ) istanbul'dan önce madrit sonra paris ardından londra'ya geçmesiyle oluşan temeli aile bazlı büyük şirketlere dayanan avrupa'dır.
