kış aylarının vazgeçilmezi. ama insanoğlu bunu hastalıktan korunmaktan ziyade, hasta olduktan sonra hastalığını geçirmek için kullanıyor. insanlar burada hata yaptıklarının farkında değiller herhalde. soğukların geleceği hissedildiği zaman hemen alınmaya başlanıp, vücudu soğuklara, soğuklardan kaynaklanan hastalıklara karşı korumak gerekir.
dolaşımdaki histamin konsantrasyonunu azaltıcı etkisi sayesinde anaflakside kullanılabiliyormuş. Gerçi oksijen ve adrenalinden önce tutup da adama c vitamini vermek çok akıllıca değil.
eminönü aktarlarında kilo ile satılan yararlı vitamindir. nezle grip gibi bulaşıcı hastalıkların bulaşmasını zorlaştırdığı için, hasta olmadan ya da hasta olunacağı anlaşılınca bol miktarda alınması tavsiye edilir. diğer mevsimlerde sanki stres ve oksidanlar hayatımızda hiç yokmuşcasına unutulur bu vitamin. bilinen en büyük yan etkisi sayılan böbrek taşı oluşumu da, yatkınlığı artırmaktan öte değildir. bu nedenle limon tuzu gibi gereksiz bir malzeme yerine kullanmakta hiç bir mahsur yoktur. yatkınlığı olmayan insanda taş oldurtsa, taşlarımla misket oynardım. vücutta birikebilen, yağda eriyen vitaminler haricindeki vitaminlerin hiçbirinden korkmaya gerek olmadığı gibi, yine günümüz besinlerini her vesilede kötülerken, eksikliklerinde bir sürü hastalık olabilecek vitaminleri, hele ki aktardan, ucuza almak lazımdır. vitaminden ölen, vitaminsizlikten ölenlere göre yok denecek kadar azdır diyeyim de tam olsun.
C vitamini, günlük hayatta adını en sık duyduğumuz vitaminlerin başında geliyor. Gribal enfeksiyon tedavisinde birebir olan bu vitamin; bir nevi ‘şifa’. Ancak bu çalışma, C vitamininin çok daha güçlü bir özelliğini ortaya çıkarmış; Kopenhag Üniversitesi araştırmacılarına göre; meyve ve sebzelerden alınan C vitamini kalp hastalıkları ve erken ölüm riskini azaltmada oldukça önemli bir etmen.
Yeni yayımlanan bu çarpıcı çalışmaya göre; 100.000 Danimarkalı denek üzerinde yapılan araştırmalar sonucu; bireylerin DNA’ları yanında, meyve ve sebze yoluyla sıklıkla C vitamini alımı gerçekleştiren bünyelerde kardiyovasküler hastalık geliştirme riski,bu meyve ve sebzeleri seyrek olarak tüketenlere göre % 15 ve erken ölüm riski de % 20 oranında azalıyor. Bu, aynı zamanda, kanda meyve ve sebze alımına bağlı yüksek oranda C vitamini ile de görülebiliyor.
C vitamini, diğer tüm yeteneklerinin yanında; vücuttaki farklı doku ve organları birleştirici doku oluşumuna yardımcı oluyor. Bu vitamin aynı zamanda, vücuttaki hücre ve biyolojik molekülleri, kardiyovasküler sistem hastalıkları da dahil; çeşitli hastalıklardan gelebilecek olası zararlara karşı koruyan güçlü ve nüfuz edici bir antioksidan. Ancak insan vücudu C vitamini üretebilme yetisinde değil; dolayısıyla bu vitamini besinlerden elde etmesi elzem.
Kopenhag Üniversitesi araştırmacıları; meyve ve sebzenin her zaman pekçok faydası olduğunun bilindiğini; ancak bu çalışmayla önemli bir noktaya parmak bastıklarını belirtiyor. Bol bol meyve ve sebze tüketmek; kandaki C vitamini seviyesini artırmada, dolayısıyla uzun vadede kardiyovasküler hastalıklar ve dahi erken ölüm riskini azaltmada etkili. Araştırmacıların burada değindiği en önemli nokta ise; C vitaminini dışardan almak yerine doğal yollarla; yani beslenmeyle edinebilmek. Böylece uzun vadede daha sağlıklı bir yaşam şekli de garanti edilmiş oluyor.
Niye meyve soyulmadan veya sıkılmadan önce ısısı yok mu diye düşündürür. Bozulma olayı havadaki o2yle c vitaminin oksitlenmesi olayıdır.bilgi kirliliği yapma şurda mk.
Edit: c vitamini bozulma sıcaklığı 192 dereceymiş
