zihinsel açıdn bakıldığında farklı yorumlanabilecek durum. insan beyni öyle mükemmel bir yapıdır ki, yaşadığı ancak gerçek olmayacak kadar kötü olduğunu düşündüğü konuları hafızasından siliverir.
yoksa, ronaldo paşamızın, ümit milli takımları dünya şampiyonu olduktan sonra, hem portekiz'de, hem de türkiye'de yenildikleri bir takımı kolay kolay unutabileceğini sanmıyorum. zaten zamanında bu hezimetin etkisi olmasa, seksenlerde TRT'de dönen tanıtım filmlerindeki gibi ne bizi tanımayan kaldığını zannediyorum, ne de bu adamların dünya futbolunu takip etmediklerini düşünüyorum.
edit: maç bilgilerini internetten bulduktan sonra, o zaman ümit millide oynayan halil, hamit, servet, ibrahim'in de kadroda olduğunu görüp ronaldo'nun ikinci bir amnezi geçirmiş olabileceğini düşünmüşümdür. keşke o maçta ronaldo'ya kanadı dar eden serkan balcı da oynuyor olsaydı.
oysa ne güzel olurdu "rakı şiş kebap, belly dancer, boğaz, 3 buyukler" muhabbeti yapsa.
soru şudur: "türk milli takımının şu an en formda oyuncusunun porto veya lisbon'a transferi ile ronaldo'nun türkiye'ye transferini karşılaştırabilir miyiz?"
ha tabii bu iki olayı karşılaştırmak bir eziklik göstergesidir kesin.
zaten bir insan kendini üstün görüyorsa "götü kalkmış" karşıdakini üstün görüyorsa "ezik" tir. normal olan başarı veya başarısızlığı ölçü almadan herkesin eşit olduğunu varsaymaktır.
götü kaldırıldığından mütevellit gerçekleşmiş olay. kendisi dünyanın en mükemmel topçusuymuş. yok ya. belki bana göre dünyanın en mükemmel futbolcusu cannavaro. dünyanın en mükemmel topçusu illa samba yapar gibi topun sağına soluna atlayan bir hücum oyuncusu mu olacak? ne alaka. ya da buffon, var mı bir tane rakibi? ronaldo'nun yaşı gençmiş. messi var kardeşim gençse genç, hızlıysa hızlı, teknikse teknik ve "efendiyse efendi". ronaldo kötü topçu demiyorum, zaten diyemem. şu an gidipte coşturmayacağı takım yoktur ama 2 senelik bir adamı da futbol ilahı ilan etmek yanlış olur. edersen de böyle işte bulutların üzerine çıkar.
hiçbir türk takımını tanımıyorum demesi tamamen yalan olan oyuncudur. fenerbahçeden 3 yiyen united takımında o maça ilk 11 çıkmıştı. o nedenle bu açıklamarı tamamen psikolojik baskı yaratmak adına yapmakta. *
henüz 85 doğumlu olması ve daha bu yaşta çeyrek kattrilyon değerinde olması, tuttuğu fahişelere 3000 pound verip başından siktir edecek zenginlikte olması, dünyanın en iyi futbol liginde şampiyon olan takımın değişmez oyuncusu olması, dünyanın takımlar arası futbol turnuvaları içerisinde en önde gelen şampiyonlar ligi kupasını kazanan takımın oyuncusu olması gibi dünyada anca sayılı kişilerin başına gelebilecek olayları yaşamış bir futbolcu için şaşırılmayacak bir açıklama sonucu karar verilen durumdur.
herhangi bir yabancı futbolcu türkiye'yi ne sevmek zorundadır ne de kulüpler bazında bir takımını tanımak zorundadır. portekiz gerçekten de deco'sundan maniche'ine, gomes'den carvalho'suna kadar gerçek anlamda yıldızlarla dolu bir takımdadır. ulan fifa 2008'de bile türkiye yenmek için 40 takla atıyor portekiz'i (normalde world class kaleci için de pro zorluk seviyesi).
göt kalkması değil adamın düşünceleridir. türkiye fifa sıralamasında kendisinden yukarıda sadece yunanistan'ı yenebilmiş bir takımdır. dünya devi mi ki türkiye adam tanısın, kadroyu ezbere saysın?
sever türk insanı şımartılmayı, gençliği acun ılıcalı'nın dünyanın tee diğer taraflarındaki güzel kadınların "ay lav yo törkiii" demesini izleyerek geçirmiştir ne de olsa.
önce başarılı olacaksın, ondan sonra bu endüstrinin tepesindeki insanlardan saygı ve tanınma bekleyeceksin.
türk milli takımını tanımaması bizim için büyük bir şanstır. açıkçası ronaldo'nun servet madenini maç içerisinde kendi başına bulmasını maç başlamadan önce öğrenmesine tercih ederim.
