zeynel abidin tarafından icat edilen, mustafa kemal atatürk'ün isim babalığı yaptığı müzik aleti.
--spoiler--
atatürk'ün bulunduğu bir ortamda çalınır ve fikri sorulur, "çok neşeli, girdiği yerde cümbüş olur" şeklinde cevap verir ata ve adını da o şekilde alır bu çalgı.
--spoiler--
herkes günün birinde çıplak olsa ortada "sen" ya da "ben" kalmaz, bunun yerini "biz" alır ve biz olduğumuz zaman konuştuğumuz dilin, kokumuzun; gözlerimizin, tenimizin renginin de bir önemi kalmaz ve işte o zaman "insan" olduğumuzu görürüz. renklerimizi birbirine karıştırıp bunu kutlarız, kendimizden geçeriz ve toprağın üstünde yalın ayak dansımızla göğe ulaşabiliriz belki zaten onun da yağmur damlaları, yapraklar, her şey gibi "biz" olduğunu bilerek.
Türkiye'ye özgü telli bir müzik aletidir.
Altı çift teli vardır. Parmakla çalınır.
Yuvarlak bir gövdesi ve bir sapı vardır.
1927'de Zeynel Abidin Cümbüş adlı bir müzik aleti yapımcısı tarafından geliştirilmiştir.
artık bizimde rakı masamızın vazgeçilmez misafirlerinden biri olmuş değerini pek geç anladığım müzik aletidir.(ayrıca ud gün yüzüne çıktığında pabucunu dama atabileceğim enstrümandır.)
Yüksek alkolü ve ucuz fiyatı ile kendisine hayran bırakan köpeköldüren markasıdır.
Ucuz fiyatlı ürünler arasında şargoz yapma ihtiyacı hissetmeden içtiğim en iyi kırmızı şaraptı kendisi. 1 litresi ile günah çıkarma işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
tambur veya ud'un verdiği hazzın çeyreğini bile vermiyor bana. her enstruman çalanın elinden dinlenir, çalanın elinde güzelleşir eyvallah ama ne olursa olsun tınısına bi türlü alışamadım.