televizyonlarda hep görmek istedigimiz oyunculuga sahne olan dizidir. hele bu akşam yayınlanan final bölümünde fikret kuşkan başta olmak üzere bütün oyuncular yaşadıkları duyguları bizzat benimde hissetmeme neden olmuştur. emegi gecen herkesin tebrik edilmesi gereken kaliteli bir dizi yeri ve zamnında bitmeside başarısındandır.
sonunda bitti kardeşim..tamam kadro sağlam eyvallah sözümüz yok ama saçma sapan bir senaryo olmuş başta her şey güzeldi fakat sonra..
(bkz: ohh be)
edit: ne kadar çok seveni varmış bu dizinin...beri gelsin eksiler...
doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar hesabı...
final bölümüyle olayları birbirne bağlayan dizi olmuştur.orhan karakterinin tüm şerefsizliklerine rağmen iyi bir baba olduğunu gösterdiği bölümdür.bitmeseydi keşke...
dizi demeye çok dilim varmıyor, çünkü bizim türk televizyonlarında dizi dediğimiz, iyinin kötüyü yendiği, mutluluk mastürbasyonlarıyla coştuğumuz, belirlediği konsepti gözümüzün dibine kadar sokup gerçekçilikle alakası olmayan şeydir. mankenlerin daha bi çok ünlendikleri, oyuncuyum diye geçinen güzel yüzlü çocukların bok gibi parayı götürdüğü ticarethane eserleridir.
ama bu ilginçti. her pazartesi tadı damakta kalan kaliteli bir sinema filmi izler gibiydik, daha da iyisini ben göremedim. çünkü gerçekti, çünkü fikret kuşkan ağlarken içimden bir şeyler koptu, çünkü öyle güzel ve orijinal sahneler gördük ki gözlerimiz iyiye kaliteliye alıştı.
kimse iyi ya da kötü değildi, herkes hem iyiydi hem kötü.
spoiler vermeyi dilediğim binlerce muazzam replik duyduk.
sonra da bitti. sadeliğiyle, kalitesiyle.
herkesin eline sağlık, bize baya afiyet oldu.
bekci bahcivana, bahcivan hizmetciye, hizmetci usaga, sonra usak hepsine durumunu anlatir bir diziydi. oyuncu kadrosu cok iyi olmasina ragmen senaryosuyla bekleneni veremedi. final bölümüyle de, koskoca diziyi bosa izledigimi farkettirmistir.
izleyiciye güzel bir selam çakarak eli ayağı düzgün bir final izletmiştir. şunu tekrar anladık ki, fikret kuşkan.
- fikret kuşkan?
+ fikret kuşkan.
şunu söylemek gerek, oyunculuk eğer sadece "en iyinin" yaptığı bir şey olsaydı, fikret kuşkan çoğusuna ekmek vermezdi bu dünyada.
ayrıca; "süleyman kral" diye anlattığın hikayedekinin asıl özelliği "peygamber" olması. bu kadar da korkmayın dini hikaye referansı vereceksiniz diye. kimse sizden ömer baba olmanızı beklemiyor.
zaman zaman sıçsa da genel itibariyle eli yüzü düzgün en azından dizi çöplüğü içerisinde bozulmamış bir yapımdı. bir daha zor bir araya gelecek mehmet günsür, fikret kuşkan, nejat işleri her gece bedava evlerimize konuk etmesi açısından yapım şirketine bir teşekkürü borç bilirim. senaryo olarak zaten fazla uzatılması mümkün olmayan bir yapıda oyunculuk ve yönetmenliğin çok çok iyi olması sonucu izlediğimiz ve hatıralarımızda kalacak güzel bir anıdır bıçak sırtı.
Senaryosu, oyuncu kadrosu, akışı ile ülkemizde televizyon adına yapılmış en büyük çalışmalardan biri. bana hayatımda ilk defa pazartesi günlerini sevdirebilmiş güzide dizi. Yalnız şu nazar boncukları olmasaydı "kusursuz" olacağını düşündüğüm dizi idi:
--spoiler--
Ali'nin oğlunun üvey babası tarafından yurt dışına kaçırıldığını öğrendikten saatler sonra sonra uçakla yurtdışına oğlunu bulmaya gitmesi. Bu adam orta halli, senelerce mahallesinden çıkmamış bir esnaf, sen ne zaman pasaport aldın, nasıl birden oraya uçtun, nasıl bir yabancı dil birikimin var elinde adam gibi adres olmadan şak diye buldun.
Diğer bir batan kısım ise son bölümdeydi, fakat burada dizinin parasal sıkıntılarla, planlanandan daha erken bitirilmeye zorlanması etkiliydi.. Kötü adamın intiharı.. Sen bütün hayatını bir amaca ada, ondan sonra git gebert kendini. Bu hareketinle selim reşat'ı cezalandıracağını düşün ama selim reşat'ın şeyinde olmasın.. En azından selim reşat'ın bu olay ile yıkılışı işlense bu intihar biraz daha mana kazanabilirdi.
--spoiler--
Her şeye rağmen candı, kandı.. DVD setinin çıkmasını dört gözle bekliyorum.
--spoiler--
Saklanma anılar ardına sakın
Anılar şeffaftır sen görünürsün
Birde ben arkanda ışık alırsam
Benim olduğundan büyük görünürsün
Saklanma saklanma çıkmaz o sokak
Saklanma bir duvarla son bulacak
Saklanma saklanma çıkmaz o sokak
Saklanma boş duvar yazık olacak
Saklanma şarkılar içine sakın
Söylenir söylenirde bıkılırsın
Bir şarkı bir şiir olsan
Mısralar devrilirde yıkılırsın
--spoiler--
bütün karakterlerinin asıl oldukları kişiliğin dışında başka bir kişiliğe saklandığı ve son bölümde kendilerini sobeleyerek saklandıkalrı yerdne çıkıp, kendileri oldukları dizi.
dizi başlamadan birkaç ay önce, hürriyet gazetesinde oyuncularla yapılmış röportajı okuyup, "sadece bir sezon sürecek, ne olursa olsun uzatmayacağız, dizinin finali şimdiden belli" dedikleri için izlemeye karar verdiğim, eşimle beraber izlemekten asla ama asla pişman olmadığımız, pazartesi akşamlarını iple çektiren, ve ve vee bu zamana kadar nisan'la ali'nin romantik sahnelerinde çalan "aşk" isimli melodisini cep telefonum her çalışında duymaktan bıkmadığım dizidir. güzeldir, bitmiştir, saygıyla anılır.
hani bir söz vardır ya, '' ne kadar ince kesersen kes, kestiğinin her zaman iki yüzü vardır'' gerçeği.
gözleriyle konuşan kadınların, ve o kadınları anlayan erkeklerin olduğu diziydi. kabak tadı olmaması için de erken bitti.
fikret kuşkan'nın sürekli mustafa hakkında herşey deki oyunculuğunu anımsattığı dizi. fikret kuşkan oynadığı iki rolü birbirine çok yakın tutmuş, o yüzden insanı böyle bir ikilemde bırakıyor .nejat işler'e gelince tamam yakışıklıdır , severiz, sayarız ama adam bi kerede ezik bir adamı oynasın, mapusta 10 sene kalmış , hapisten çıkıyor adam gene karizmatik gene karizmatik.