Yere düşürülen bir bıçak sesi
Kristali tuzla buz olmuş gözlerinin
biliyorum ay kanatıyor
ne zaman susak geceyi
Kendini benim yerime koy
Oğul öksüzü babalar yerine
Susmayalım. Bıçak uyuyor kelimelerin kalbinde
Kanlı bir şerbet gibi akar dururdu
ipeği ikiye bölen kılıçların ağzı
Bir biz inmedik suya
Kaç mevsimin yağmuru buruştu elimizde
Örtülü çarşılarda ölümü tebdil ettik
uzak durduk kabzasına çağıran intikamdan
Bir biz inmedik suya
Kendini benim yerime koy
Oğul öksüzü babalar yerine
Susuyorum. Ölülerim uyuyor kalbimde
hamile kadin salon disina cikarilir, koltuklardan ikisinin minderlerinin altina bir bicak ve bir makas konur. hamile kadin iceri alinir ve oturabilecegi iki koltuk gosterilir. kadin bicagin* sakli oldugu koltuge oturursa oglan doguracagina inanilir.
soru: neden bicak oglana yorulur?
cevap: (bkz: beceri) (bkz: kasap)
kafka nın tutku dolu tarifidir.
"Tutalım ki seni her şeyden çok seviyorum dedim, aslında bu bile sevgi sayılmaz; senin bıçak olman, benim de bu bıçakla içimi deşip durmamdır sevgi."
iki bıçak seç kendine
Biri yaralamak için
Biri öldürmek
Pusu kur gözlerinin
Karanlık gölgesine
Biri sevmek için
Biri ihanet
iki yürek seç kendine
Biri yaşamak için
Biri gizlenmek
Bir korkak, bir kaçak, bir firar
Kaç kişisin sen sevdiğim, çocuk
içimdeki bıçak bir kere daha dönüyor
Olduğu yerde
Kalırsan sel basar yataklarımı
Gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde
Kimi zamanlar olur sevgilim
iki bıçak bile yetmez bir tek ölüme
baze raftan düşerek o güzel ayağınızı delip parçalamaya niyetlenen mutfaksal nesnedir. genellikle hedefi şaşırır; bunun öfkesiyle de sık sık parmağınızı kesip bol miktarda kanınızı akıtmaktan şehvet duyar.
--spoiler--
eli bıçaklı hergelenin
bir bıçak oluyor kendisi;
yontuyor ayı
ay bitinceye kadar,
yontuyor gölgeyi
gölge bitene kadar,
yontuyor türküyü
türkü bitinceye kadar,
sonra da
soyuyor dilim dilim
sevdiğinin
karanlık gövdesini.
--spoiler--