Insan mucizesinin en guzel orneklerinden biridir. Bebegin kafasi esneyebilsin de dolyolundan kolay gecsin diye kafatasini olusturan kemiklerin birlesme noktalari birer aciklik gibi durur, bu bolgeler yumusaktir. Bu yumusakliklar beynin de hizla buyuyerek kafatasini buyutmesini saglar. En belirgini oldugu icin kafatasinin tepesindeki bingildaktan baska bingildaklar oldugu pek bilinmez ancak yanlarda ve enseye yakin baska bingildaklar da vardir. Bingildaklar bebeklere gore degisen surelerde sertlesir ve o aciklik kapanir.
Bingildagin erken kapanmasi beynin gelisememesine neden olur. insanlar genelde buyurken insanin kafatasinin buyudugu icin kafanin buyudugunu dusunurler ancak, beyin buyuyerek kafa tasini buyumeye zorlar. Bingildak erken kapaninca kafatasi sertlesir esnekligini kaybeder ve buyuyemez.
bingildagin gec kapanmasi da D vitamini eksikligine ve kemik gelisiminde gerilige delalettir.
Halkimizda bingildaga dokunulmamasi gerektigi yonunde yaygin bir inanc vardir, bu inanc yanlis olmakla birlikte yine de bingildak sert ve sivri cisimlerin darbelerinden korunmalidir.
şu görselde ortadaki boşluğun adıdır bıngıldak. yeni doğmuş bebeklerde kafatası kemikleri henüz gelişimini tamamlamamış olur. doğumda sonraki 6. aydan itibaren küçülmeye başlar. bu boşluk kemik tarafından korunmadığı için o bölgede koruyucu bir doku mevcuttur. çok ciddi darbe olmadığı sürece bu zar tabakası yeterli korumayı sağlar.
şimdi benim aklımdaki asıl konu şu:
böylesine sakat bir şeye bu ismi hangi gerizekalı koydu?
bebekleri sakınarak sevmemizin nedenlerinden biri.
allah esirgesin eğer hoyrat yaklaşırsak bebemize, sarsılmış bebek sendromu ile yüz yüze kalabiliriz.
kulağa sevimli gelmesine rağmen hem hassas hem de duyanın ödünü koparacak bir kelime. bebeğin kafasını okşarken gelen yumuşaklık insanın içinde bir ürperme duygusunu ortaya çıkarır.
bilenler vardır, eve bir bebek gelse, durumdan haberi olmayan evin abi ve ablaları, bebeğin kafasını okşarken bu konuda uyarılırlar.