bıkmak

entry36 galeri2
    11.
  1. bazen içinde bulunduğunuz durum size bunu hissettirir. herkesten, her şeyden uzak durmak istersiniz. ne görmek, ne duymak ne de hatırlamak istersiniz. bomboş bir odada sonsuza kadar kalsanız bile belki bu hissi yaşayamazsınız. koca dünya cehenneminiz olur. geçicidir ama hepsi. yağmur yağarken uzaklarda bir yerde bulutların arasından günneş dağların üzerine vurur. o manzaraya bakıp yaşamak istersiniz tekrar baştan sona hayatınızı. acısıyla tatlısıyla. bu yüzden bıkmak gereksiz olur.
    1 ...
  2. 10.
  3. bazen olur
    herşeyden usanmıştır varlık,
    tükenmiştir çünkü
    o sertliğiyle övündüğü kalbi yorulmuştur,
    yormuşlardır.
    yordurulmasına izin vermiştir bir bakıma,
    hata yaptığının farkındadır.
    ama monotonluktan kurtulmak için bazen izin vermelidir insan
    insanların nefretine, sevgisizliğine, sevilmemeye, kalp kırıklığına, kırılmaya..
    izin vermelidir ki daha sağlam çıkabilsin bu buhranlardan
    yaşamazsa ölemez insan.
    o saçma bulduğunuz klişelerin hepsini yaşamalı insan
    yaşamalı ki hayatı okuyarak, izleyerek değil yaşayarak öğrenmeli,
    bıkmalı
    insan
    yenilenmek için
    değişmek için
    yalnızlığa alışmak için
    bıkmalı...
    2 ...
  4. 9.
  5. ders çalışmaktan okumaktan okuyup istediğin yere gelemeyecek olma korkundan aslında hiç bir yere daha gelmemiş olma korkusundan 1. sınıfta son sınıf için koyduğun hedeflerin hiçbirine ulaşamamış olma korkusundan bi sikim olamayışdan bi sikim olamayacak olmaktan korkudan telaşdan stres ten bıkmaktır bıkmak.

    mutlu olmamaktır.
    1 ...
  6. 8.
  7. Bir gün gelir, 'Tanrım' diyemezsin artık.
    Toptan bir temizlik zamanıdır.
    Artık 'Sevgilim!' diyemeyeceğin bir gün.
    Çünkü boşunalığı kanıtlanmıştır aşkın.
    Ve gözlerden yaş akmaz.
    Ve ancak kaba işlere yarar eller.
    Ve kuruyup kalır yürek.

    Kadınlar boşuna çalarlar kapını, açmazsın.
    Tek başınasındır, ışıklar söndürülmüş
    ve karanlıkta parlar kocaman gözlerin.
    Belli ki acı çekmeyi bilmiyorsundur artık.
    Ve hiçbir şey istemiyorsundur dostlarından.

    Kimin umurunda yaşlanmak, yaşlılık nedir ki?
    dünyayı taşıyor omuzların
    ve bir çocuğun elinden daha hafif dünya.
    Savaşlar, kıtlıklar evlerde aile kavgaları
    hayatın sürüp gittiğini kanıtlıyor
    ve kimsenin özgür olamayacağını.
    Bu gösteriyi acımasız bulanlar (o yufka
    yürekliler)
    ölmeyi yeğ tutacaklardır.
    Bir gün gelir ölüm de işe yaramaz.
    Bir gün gelir bir komut olur yaşamak.
    Yalnızca yaşamak, hiç kaçış olmadan.

    Carlos Drummond De ANDRADE .
    2 ...
  8. 7.
  9. hayatın sundukları ile kavga etmek, bağirmadan.. sadece azalarak.
    0 ...
  10. 6.
  11. Sesin dudaklarımda fağfur bir Japon tası
    Uzun saçların, bir yaz yağmurunun teması
    Ellerin, semaverden akan çay kadar ılık...

    Sesim odaya giren bir serçe kadar ürkek.
    Ellerim, açık kalan panjuru gösterecek
    Ve saçım, gözlerimin içi gibi karanlık.

    Yağmur gibi doldursan odayı sözlerinle
    içinden konuşacak aynalar gözlerinle
    Ve gün avuçlarından kayan gümüş bir balık.

    Bir koltuğa sinecek sıcaklığın derinden.
    Girecek yaklaşınca başın, kirpiklerinden
    Gözlerime ağaçlı bir yol gibi ayrılık.

    Sabri Esat Siyavuşgil.
    0 ...
  12. 5.
  13. monoton yaşamın vermiş olduğu duygu hali. usanmak.

    (bkz: intiharın eşiğindeki insan)
    3 ...
  14. 4.
  15. kendisinin olan şeyleri eskisi gibi önemli bulmamak,beğenmemek. kısacası; ''bir şey bizim için gerçekten bir şey olabildiği ölçüde ve sürede bir şeydir'' felsefesi.
    3 ...
  16. 3.
  17. sinir bozucu seyin tekrarlanmasindan dogan olay, bunyede bir patlamayla sonuclanabilir *.
    2 ...
  18. 2.
  19. insanın içinde bulantı yaratan, yapılması istenmeyen, hoşa gitmeyen, insanın canına tak etmesi olayı.
    3 ...
  20. 1.
  21. Tekrarlanması,sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek,usanmak.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük