katıldığım önerme.
kız arkadaşımın adı büşra.
inanılmaz tatlı ve espri yapabilen hatun kişiler sınıfından.
*sevgilimin olmasını dert etmeyen, kaçamak yapabiliriz diyen 120 kilo altı kızlar; özelden ulaşın bana.
erkek arkadaşları kamyoncu olur diyen arkadaşa :
babam kamyoncu, hem atlet giymekten inanılmaz haz alırım.
tarikat kur, müridin olayım.
Hepsinin T.C. Nüfus Cüzdanlarında "Adı" ibaresi ile başlıklanmış kutucukta "Büşra" yazar.
Tesadüfi olduğunu düşünmüyoruz, araştırmalarımız devam etmekte.
merve ve gizem diye arkadaşları vardır. zaten türk kızlarının yarısı merve gizem büşradır. çete gibidir bunlar. en yelpazesi geniş isim büşradır. türlü türlü huyu vardır bunların. benim bile 4 - 5 tane büşra diye arkadaşım var.
hayat bazen çok büşra.
Güzel olurlar. Lakin o da öyleydi. ilk sevdiğim kızdır. Yemyeşil gözleri, fındık gibi burnu ve kırmızı bir kalemliği vardı. Sırasını hep çok temiz tutardı. Sürekli takdir alır, gözde öğrenciliği hiç kaptırmazdı. Dört dörtlük bir ilkokul 4. Sınıf öğrencisiydi.
Aynı kümeye düşmüştük. Onu etkilemek için tonla fırsatım olur diyordum. Ama hepsi fos çıkıyordu. O minyon kızın bir türlü dikkatini çekemiyordum.
Sonunda bi yolunu buldum ama buna murat taktiği adını vermiştim.sınıfın zengin piçiydi murat. En iyi beslenmeyi o getirirdi. herkes gizliden gizliye merak ederdi bugun ne yiyecek acaba diye.
Bende o taktiği uygulayıp beslenmemde muz götürecektim okula. Yalnız muz dediğim o zamanlar öyle her babayiğidin harcı değildi. Bayramdan bayrama eve ya girerdi ya girmezdi. O zamanlarda da annem bir muzu üçe böler kardeşlerimle pay ederdi.
Yalnız ben kararlıydım. O muzu okula götürecektim. Bu fikrimi akşam babama açmadan önce en terbiyeli halimi takındım. Eve girer girmez terlik götürdüm bişey isteyip istemediğini sordum. Sonra da konuya girdim.
- Baba, ben yarın okula muz götürmek istiyorum.
- O nerden çıktı oğlum elma var ya işte o u götür dedi.
- Hayır baba. Herkes yiyor, ben de götürüp yemek istiyorum, dedim.
Baktım peder bey pek iplemiyor, başladım ağlamaya. Annem geldi. Ne oldu, dedi. Anlattım. Tamam ben babanla konuşurum, dedi. Ertesi sabah nerden bulduysa babam muz alıp getirmiş bana. Zaten toplamda üç tane almış. Diğerleri de iki kardeşime. Sağolsun babam. Zaten hayatının eline vermişti bizim herbişeyimiz tam olsun diye.
Ben o muz çantamda okula gittim o gün. Geçtim oturdum kıvır kıvır saçlarıyla sırasına henüz yerleşen büşranın karşısına. Hani bişey beklersen zaman geçmez ya, o gün beslenme saati nasıl geldi bir ben bilirim. Ne ders dinleyebildim ne başka bişey. Sadece arada bir muzum yerinde mi diye yokluyordum.
Beklenen an geldiğinde ise çıkardım muzu. Ağır ağır soydum ufak ufak ısırıklarla yaklaşık onbin saatte bitirdim muzu. Ama hiç umrunda bile olmadı büşranın. Alıp muzu götüme sokasım geldi. Birde annemleri üzdüm diye vicdan yaptım üstüne.
Büşra benim için hep uzaktan sevilecek biri olarak kaldı. Bir daha hiç bir zaman girişimde bulunacak cesareti bulamadım kendimde. Zaten yedinci sınıfa geldiğimizde de sınıf başkanıyla çıkarak, son hayallerimi de suya düşürdü.
Hala muz yediğim de aklıma gelir bu anı. Ha bir de geçenlerde bi film izlemiştim.nasıl iğrenç şeyler yapıyorlardı muzla. Bak o film de geliyor aklıma muz yediğimde.
