kar yağışının geleceğini duyururken vatandaşa toplu taşımaları kullanmalarını ısrarla söyleyen, en kötü şartlara hazırlıklı olduklarını söyleyerek her defasında 'ek sefer' yapılacağını vurgulayan 'sahtekar' belediyedir.
Normal şartlarda 25 dakika da bir gelen otobüs 1 buçuk saatte bir ortalama ile gelişiyle ek sefer iddialarını her sefer yalanlamıştır. istanbul' un göbeğinde Şişli'de oturan bir vatandaş olarak oturduğum semtten istanbul'un her semtine ulaşım imkanından faydalandığım gibi ek seferleri de görememekteyim. Aksine seferler seyrek oluyor. Şikayet için iETT 'e bile ulaşamıyorsunuz, Büyük Şehir Belediyesi'ni aradığınızda ise ; telefonu her açan bir başkasına yönlendiriyor. Ayıptır, günahtır. Bizde adam sanıp size oy veriyoruz.
bugün taaa ali müfit gürtuna döneminde kullanılan bu yazılardan gördüm. Vay be dedim kendi kendime bu söz öbeği onun zamanında kullanılmaya başlanmıştı diye hatırlıyorum. istanbul'un anasını belliyorlardı hakkaten ama yavaşlardı. Bugün topbaş'ın yapmak istediği ve yaptığı her şey bence ona aittir. Neyse yine de sonuç düşündüren bir slogandı. Tüm bunlar bir anda aklımdan geçti. Sonra birden aklıma belediyemizin bir diğer kuruluşunun eski sloganı geldi aklıma:
cemal acar'ın mart 2008'de çıkan, büyükşehir çalı(şı)yor diyerek de parantezle minik bir kelime oyunu yaptığı, kitap.
''bu kadar büyük deprem beklendiği halde 350 bin ytl'lik sensör alıp gözlem istasyonu kuramıyorsunuz.laleler için milyarlar harcayan istanbul büyükşehir belediyesi olası istanbul depremi için 350 bin ytl vermedi''diyen profosör naci görür'ün yakarışına değiniyor.
ekliyor:
''...moskova belediyesi bile şehiriçi taşımacılığında kullandığı otobüsleri türkiye'den aldığı halde;ülkemiz dünyanın en büyük otobüs üretim üslerinden biri ve hatta bu alanda uluslararası kuruluşların gözdesi olduğu halde; dahası mercedes firması bile bu böyle olduğu halde, istanbul büyükşehir belediyesi, mercedes otobüslerini çok yüksek bir bedelle gidip almanya'dan almaktadır...''
belediyenin daha bir sürü gereksiz harcamasını, yanlış ve plansız projelerini, yolsuzluklarını, fesat karıştırılan ihalelerini anlatıyor.
doğru önerme'dir. öznel varsayımsallarının, gerçekte kanıtsız, mesnetsiz, asılsız iftiralar değil de 'müthiş derin söylemsel güçte ve tespitkarlıkta araştırma ürünü ifadeler' olduğuna iman etmiş bazı yüzeysellerin haya etmeden dalga geçtiği, 'ne çalışması lan, çalıyor' düzeyinde(!) iğrençleştiği bir hakikat ifadesi... iyi bir arkadaşımın ailesi kadir topbaş'ın yakın bir aile dostu, ordan biliyorum halisane sözlük... neyse, son cümlede ufak bir yalnışlık oldu sanki, ama ahlaksız ve insafsız paranoyak faraziyelerden evladır, efdaldir yine de, sanırım, saygıdeğer sözlük...
11 ağustos 2007 tarihli bazı gazetelerin, istanbul büyükşehir belediyespor-fenerbahçe maçı için atacakları manşettir... hatta; http://www.milliyet.com.tr/2007/08/10/ ilk haberde görebilirsiniz...