iki hafta önce arkadaşlarım ile gittiğim, bisiklet turu aşırı zevkli, Dondurması da bir o kadar muazzam olan yer.
Her şey sevdiklerinle yapınca güzel ve anlamlı zaten..
hayatında ilk defa bir yere gidersin, ertesi gün bavulunu alıp orada yaşamaya başlar mısın?büyükada böyle büyüleyici bir yerdir işte.vapurdan inip bisikletinize bindiğiniz anda günün yorgunluğu, stresi bir anda yok olur.bisikletinize atlayıp eve doğru yol almak kışın pek keyifli olmaz çünkü balaklava giyseniz bile soğuk iliklerinize işlemeyi başarır.şöminenin karşına geçince yediğin soğuk umrunda olmaz.yazın eve gidip altına mayonu giyersin, kayıkhane'de biranı içip günbatımını izlersin.her gün başka batar güneş orda.denize girersen o saatlerde ışık havuzuna girmiş gibi olursun."gündüz yakamozu bu" diye saçma sapan şeyler söylersin kendi kendine.bir de aşk yaşanır ki orda...sonradan anlarsın ki asıl aşık olduğun o değil Büyükada'ymış.
tepedeki barınağına gidip, sevgi açı ve insan canlısı 180 köpeği biraz sevebileceğiniz hatta giderken bayat ekmek götürürseniz fevkalede makbule geçecek güzel adamız.
aya yorgi de şarap içmek şahanedir manzaraya karşı. mutlaka yapılmalı. biz en son şöyle bir aksiyonda bulunmuştuk;
adaya gelişte bisiklet kiraladık. ve aya yorgiye o bisikletlerle çıktık. ve evet yokuşun tamamına yakınında biz bisikletleri taşıdık. başka türlü olamaz zaten. neyse bisikletleri aldık çıktık aya yorgi'ye bu arada yolda çaput falan bağlamıştık dilek dilemiştik. hiçbiri tutmadı amk. o yüzden o aktiviteyi siktiredin. takılmadan yokuşu devam edip kiliseye gidin. ulaştığınız zaman bisikletleri bir kenara bırakın. kiliseyi gezin. etrafını gezin. manzaranın tadını çıkarın sonrada kilisenin yanında şarap için.
işin en keyifli kısmı burada başlıyor...
aya yorgi ziyaretiniz bitti. adanın tepesindesiniz. yokuş arnavut kaldırımından oluşuyor ve bitiminde asfaltla birleşiyor. klisenin çıkışında bisikletinize binin ve o yokuşu fren kullanmadan inin. çok yüksek bir hıza ulaşacaksınız. kontrolü kaybederseniz amı götü dağıtırsınız ama o yokuşu frene basmadan inerseniz salt adrenalin yaşarsınız. yokuş bitiminde asfaltla tekerler buluşunca frene basabilirsiniz.
dün bir arkadaşla gezmeye diye gittik. merkez leş gibi. adım başı at boku. basmadan yürümek mümkün değil. şu zamana kadar "faytonlar kaldırılsın!" diyenleri hep duyardım, fazla ciddiye almazdım. ama gidip görünce anladım. bu faytonlar ada için büyük bir sorun.
elbette faytona binenler için sorun yok. onların keyfi yerinde, etrafı kameraya çekiyorlar, eğleniyorlar, gülüyorlar. ancak biz yayaların iflahı s*kiliyor. boka basmamak için önünüze çok dikkatli bakmanız lazım (buna rağmen bastık). mayın tarlası gibi. belli bir yerden sonra bu eziyet oluyor. kokuya alışırsın ancak bu nedir yahu? rezillik!
biz arkadaşla zaten orman kısmında takıldık çoğunlukla. oralarda da var ancak ilçe merkezindeki kadar yok allah'tan. orman kısmında rahat ettik. ancak iskeleye geri dönmek için ormandan çıktığımızda bizi yine aynı ortam karşıladı.
bu faytonlar kaldırılacak arkadaş, yada temizlik yapılacak. bu kadar turist çeken bir yerde bu durum rezillikten öte bir şey. kazara kayıp düşseniz boku yediniz. hayır, gerçekten boku yediniz, iki adımda bir bok çıkıyor önünüze çünkü.
belediye çalışmıyor mudur nedir amk. ama duyduğuma göre belediye de faytonları kaldırmaya uğraşmış ama faytoncular ayaklanmış, "bizim ekmeğimiz bu, biz bundan başka iş bilmeyiz" diye. e be kardeşim, sen gereken temizliği gösterme, atların kıçına delik değiş poşetler koy veya düzgün poşet koyarsan da o poşeti geri yola dök, etrafı bok götürsün, sonra "faytonuma dokunma". sikem faytonunu yahu, adayı bok götürüyor, rezil etmişsiniz adanın içine! sıçmışınız yahu adaya!
yok arkadaş yok. ya bu faytoncular işlerine gereken özeni gösterecekler, yada faytonlar kaldırılacak. kendi düşen ağlamaz. adadaki bok oranı, hava taneciğinden fazla. eve geldim, ciğerlerimde hala at gazı var. çıkmak bilmedi. şu an bunu yazarken bile ağzımdan at boku kokusu çıkıyor.
Yaz aylarında insanların istilasına uğrayan ada. Arkadaşlarla keyifli bir gün geçirmek için oldukça güzel bir yerdir. ilk defa gidecek olanlar aya yorgi ye çıkıp istanbula o tepeden bir kere bakmalı bence. Yokuşu abartanları dinlemeyin.
bisikletle gezerken bana "yavaş git ibne" diye bağırmış olan fayton sürücüsüne sahip adamız. tabi arkasından şikayet mekanizmamız çalışmıştır. aklınızda olsun 149 nolu faytonun sürücüsü kasketli bir organizmadır.
tüm soru işaretlerinizden kaçmak isterseniz adres bellidir.Kafa boşaltmak,sakinleşmek,dinlenmek,mutlu olmak için hareket etmeniz gereken bir ada...Kendinize yada sevdiklerinize iyi bir şekilde zaman ayırabileciğiniz bir lokasyon.Kahvaltınızı Aya Nikolada yapıp daha sonrasında faytonla merkeze dönüp bisikletinizi kiralayabilirsiniz.Zorlu yollardan geçerek çıkacağınız Aya Yorgide doga size tüm güzelliğiyle kollarını açmış olacaktır.Sahilde yediginiz enfes balıgınızdan sonra ister Ada'nın keyfini sürmeye devam edebilir isterseniz huzurlu bir şekilde evinize dönebilirsiniz.
ölümle yüzyüze geldiğim mekan.bir at arabasının altında ölmek hoş da olmasa gerek.bu sebeptendir ki bisiklet sürecekseniz biraz daha dikkatli olmanız ve atlara dikkat etmeniz gerekmektedir.yoksa sargılar ve kan revan içinde uyumanın yasak olduğu bir şekilde entry girebilirsiniz.aman ha ..
