araplardan adım atılmıyor. yanınızda kız arkadaşınızla gidiyorsunuz evli barklı adamlar eşlerinin çocuklarının yanında kız arkadaşınızın mahrem yerlerini süzüyorlar.
türkiye'de zaten bir temel ahlak problemi vardı, suriye'den ırak'tan gelen araplarla kürtlerle daha bir kaotic hale geldi. istanbul'un güzel yerlerine artık gidilmiyor. sadece adalar değil ortaköy, istiklal, nişantaşı işgal altında.
kesinlikle en gidilesi yerlerden biri. özellikle ağustos ayında. ağustos ayının son haftasında leyleklerin göçü başlıyor çünkü. aya yorgi kilisesinin bulunduğu tepeye bu zamanda çıkarsanız bir mucizeye tanık olursunuz...
uzun aradan sonra cumartesi günü gideceğim cennet parçası. inşallah o denizin dibindeki meyhane hala duruyordur. hayatımda içtiğim en güzel rakıydı be.
Küçüklükten beri vakit geçirmeyi en sevdiğim yer belkide istanbulun en güzel yanı. Anneannem büyükadada yaşadığı için tüm yazlarımı burda geçirdim her ırktan her kültürden insan gördüm insanların sel gibi aktığı yer burasıydı işte yazları çok kalabalık olsa da o son vapur sonrası adadaki sakinlik bir şeye değişilmez.
evlendikten sonra oturulacak yere karar vermeye çalışırken kalbimize, listemize sızmayı başarmış, kışı elbette yazından daha güzel ancak tabiatıyla ulaşımı zor istanbul güzelliği. yazmak için yaratılmış.
şu sıralar deli gibi gitmek istediğim, yanıma bir sırt çantası ve bisiklet alıp sabahtan akşama kadar bir o yana bir bu yana deli gibi doğa görmek istediğim lakin ibne arkadaşlarımı gitmek için bir türlü ikna edemediğim adadır.
Birçok kez sessiz sakin yaşamına dahil olmuşumdur. Hep bir gizem katar insana. Her sokağında, yalısında, insanında binlerce hikaye vardır. Neyse efendim gelelim asıl meseleye. Bugün okuduğum bir haberde ilginç şeyler olmuş. Kısaca ana başlıkları yazıp ilgili haber linkini vereyim.
Efendim şimdi bir tefeci çetesi buradaki kişilere para vererek çeşitli şekillerde ellerinde bulunan yalılara el koymuş. işin ilginç yanı değeri 200-300 bin TL olan faytonlara el koymaları. Bu faytonların aylık getirileri 15 TL imiş. Bir faytonun değeri buralara kadar çıkıyorsa rant da oluşur tabiki.
her yerin bokunu çıkarıyor bizim insanımız. gerçi suan hangileri bizim insanımız ben bilmiyorum.
hafta sonu için cuma gecesinden şimşek hızı ile yapmış olduğum bir plan neticesinde hafta sonunu adada geçirelim dedik. bizim açımızdan güzel geçti. çok tatlı bi otel bulduk. ada antik otel tavsiye ederim. erken rezervasyonda 125 liraya iki kişi oda kahvaltı kalabilirsiniz.
biz bir gece öncesinden program yaptığımız için 200 ödedik ve tüm ada doluydu 20 otel 300 tl ve yer yok dedi burası 21.idi. ama illaki bir yerde kalırsınız her bütçeye uygun seçenek var.
ada etkinlikleri kapsaminda bu haftadan agustos sonuna kadar konserler var. baha murat kekili gibi isimler geliyor.
bisiklet olayı zaten meşhur ancak rekabet ortami olmasına rağmen hepsinde saat 10 tl günlük 25 tl.
günlük fiyat çok uygun bence.
fayton çılgınlığı var. aşırı fazlalar ve bence guzel değiller. adamlar otopark mafyası gibi yüzü müzü değişik köpek balığı gibi. atlar zaten işçi sınıfı.
bok kokusuna da bi çare bulmalari lazım. bu kadar atın olduğu yerde bok olur ama ustlerini kapatin o tentalarin felan ne bileyim aq. 35 derece zaten hava. her yer bok. büyükada bok ada olmuş.
çok az suriyeli ve arap gördüm o açıdan mutluyum ama. bizim millet hayvan görmemiş. saldırıyor her yere. bisikletcilerin konuştuğu dili anlamıyorum. hangi yoredenler onu da anlamadım. çingene, kürt, rum karışık bir şey olmuş olabilir orasi. kimseyi kotulemiyorum yanlış anlaşılmasın.
sakin bi hafta sonu mesela agustos sonu bayram bitince güzel olabilir.
adalar belediyesi biraz daha çalışsın ama. vapurdan iner inmez plaj ve otel degenekcileri karşılıyor sizi. konuşmaya dalmayin kaçın oradan. merkezinden uzaklaştıkça ortam güzelleşiyor.
iki kere gittiğim, muhteşem olduğu kadar korkutucu olan ada.
Önce kadıköyden Beşiktaş/adalar vapuruna binersiniz. 1 saatten fazla yolculuk sonunda vapur yavaş yavaş adalara yaklaşır ve yolcuları bırakır. Siz büyükada'da inersiniz.
indikten sonra dondurmacıların olduğu yere gidersiniz. Ordan sağa sapıp adanın ormanlık derinliklerine dalarsınız.
Oraya saptıktan sonra karşınıza emekli atlar çıkar, zapzayıf. Faytonda işi bitmiş, ormanlıklara salınmış atlar...
Karacaoğlan veya keloğlan heykelinin bulunduğu terkedilmiş bir futbol sahasına gelirsiniz. Issız yerdir.
Biraz ilerlerseniz rum yetimhanesini görürsünüz. Bu terkedilmiş rum yetimhanesidir, yıkılmaya yüz tutmuştur, bahçesinde bir kaç tavuk, güvenlik görevlisi ve iki-üç köpekten gayrı bir şey yoktur.
Biraz daha ilerlerseniz karnaval havasında bir mekana gelirsiniz, faytoncuların merkezi. Buradan da yukarı dimdik çıkarsanız aya yorgi kilisesine ulaşırsınız. Oradaki banka oturup denizi seyretmekten güzeli yoktur.
Adada bolca rum vardır. Her şey pahalıdır. Çok güzel bir adadır.