bisikletle gezerken bana "yavaş git ibne" diye bağırmış olan fayton sürücüsüne sahip adamız. tabi arkasından şikayet mekanizmamız çalışmıştır. aklınızda olsun 149 nolu faytonun sürücüsü kasketli bir organizmadır.
gidip yürüyerek gezilmesini tavsiye ettiğim yer. faytonlara bisikletlere çarpılmamak biraz beceri istese de yürümesi güzeldir. sahilin üst tarafındaki yolu takip edip en yukarısına kadar kıvrılın.aman diyeyim geldiğiniz yolu değil de inerken adalet ağaoğlu nun çalılar bürümüş villamsısının olduğu yolu tercih edin. velhasılı kelam güzeldir.maksat gezmek olsun.
arapların, barzoların saldırısına uğrayan cennet mekan. medeniyetten bihaber canlılar günü birlik gezileriyle adanın ırzına geçiyor.
yine de sevilir vesselam.
benim için istanbul'un saklı cenneti. özellikle kışları giderseniz kendinizi dinleme fırsatını bol bol bulursunuz. dil burnu, aya yorgi ve adanın tepe noktaları görülesi yerlerdir. istanbulda şehir içinde maalesef bisiklet kullanmak ölümle yarışmak olduğundan bol bol bu hobinizi de gerçekleştirebilirsiniz. konaklama için ise ucuz yollu pansiyonları ve otelleri mevcuttur. kışın fiyatlar iyice düşüyor hem. gidilesi , görülesi , hatta yaşanılası yerdir.
not: ister istemez her ayak bastığımda metin erksan'ın sevmek zamanı filmini aklıma düşürür.
Muhteşem ıssız yerleri olan adadır. Böyle tam korku filmi çekmelik. Karanlıkta Bisikletlerle o ıssız mekanlardan, asırlık evlerin önünden geçmek süper oluyor. Ancak iyi bir bakıma ihtiyacı olduğunu da söyleyelim. Zira feci derecede bok kokuyor, hemde böyle genzi yakarcasına. Ayrıca kürtler durmamış burayı da mesken tutmuş. Bu vitaminsizler bizi turistlere rezil ediyor sözlük. Ben utanıyorum amk. Ayrıca bugün adaya ayak basar basmaz hdp'lilerin kutlama yaptığını gördüm, yok ebenin amı artık dedim, daha ilk dakikadan moralim bozuldu.
Fayton rezaletine bir an önce son verilmesi gereken ada. Hayvanlar ağızlarına takılan o mekanizma yüzünden acı çekiyor resmen.
Plaj için Naki bey i öneririm. Tertemiz denizi ve aile plajı olmasiyla harika bir yer.Prenses koyu görüntü olarak daha şık dursa da çok yosunluydu, gün içinde ancak temizlendi, sanırım yoğunluktan kaynaklı, genel olarak çalışanları gayet saygılı ve iyiler.prenses koyuna yakın yörük ali plajı vardı kalabalıktan girmeyi tercih etmedik.
aya yorgi de şarap içmek şahanedir manzaraya karşı. mutlaka yapılmalı. biz en son şöyle bir aksiyonda bulunmuştuk;
adaya gelişte bisiklet kiraladık. ve aya yorgiye o bisikletlerle çıktık. ve evet yokuşun tamamına yakınında biz bisikletleri taşıdık. başka türlü olamaz zaten. neyse bisikletleri aldık çıktık aya yorgi'ye bu arada yolda çaput falan bağlamıştık dilek dilemiştik. hiçbiri tutmadı amk. o yüzden o aktiviteyi siktiredin. takılmadan yokuşu devam edip kiliseye gidin. ulaştığınız zaman bisikletleri bir kenara bırakın. kiliseyi gezin. etrafını gezin. manzaranın tadını çıkarın sonrada kilisenin yanında şarap için.
işin en keyifli kısmı burada başlıyor...
aya yorgi ziyaretiniz bitti. adanın tepesindesiniz. yokuş arnavut kaldırımından oluşuyor ve bitiminde asfaltla birleşiyor. klisenin çıkışında bisikletinize binin ve o yokuşu fren kullanmadan inin. çok yüksek bir hıza ulaşacaksınız. kontrolü kaybederseniz amı götü dağıtırsınız ama o yokuşu frene basmadan inerseniz salt adrenalin yaşarsınız. yokuş bitiminde asfaltla tekerler buluşunca frene basabilirsiniz.
hala araplarla mı dolu olduğunu merak ettiğim yer. en son gittiğimde arabistanda bir adaya geldiğimi sandım. bindiğim vapur bile %90 araptan oluşuyordu.
her taraf at pisliğiyle doludur, kokusu da her tarafa yayılır. insandan geçilmez. buna rağmen yurdum insanı fotoğraf çekip sosyal medyada #huzur diye paylaşır. gezilecek keyif alınabilecek bir tarafı kalmamıştır. bundan bir 15 sene önce her şey gibi çok daha güzeldi o ayrı.
Doğma büyüme istanbulluyum. yeşili, deniz kokusu ile hiç bir araç olmadığı için en cazip duraklarım arasında yer alır. gidilip görülmesi gereken yerlerin başında gelir istanbulda. 23 nisanda ve 24 eylülde eğer yolunuz düşerde aya yorgi kilisesine gidip ziyaret edebilirsiniz.
