1953
CiA, iran'da demokratik yollarla seçilmiş Musaddık yönetiminin devrilmesine yardımcı oldu. Musaddık, ingiliz petrol şirketlerinin elindeki tesisleri kamulaştırmıştı. Musaddık devrildikten sonra, iran'da 25 yıl süren ve iran halkının binlerce insanının ölümüne neden olan Şah Muhammed Rıza Pehlevi diktatörlüğüne yol açılmış oldu.
1956
Mısır sosyalist ülkelerden de silah almaya başlayınca, ABD, Asvan barajı için Mısır'a taahhüt ettiği mali yardımı kesti.
1956
israil, ingiltere ve Fransa Mısır'ı işgal etti. ABD işgali desteklemedi, ama NATO üyesi ülkelerin işgale katılması, bölgedeki Amerikan düşmanlığını körükledi.
1958
Amerikan birlikleri, 'istikrarı' korumak amacıyla Lübnan'a girdi.
1960
ABD, Iraklı lider Abdül Kerim Kasımlo'ya karşı başarısız bir suikast girişiminde bulundu.
1963
Amerika, Irak Baas partisine öldürülecek komünistlerin listesini verdi. 70'li yıllarda Saddam Hüseyin'in başkan olacağı Baas partisi, listede yer alan komünistlerin tümünü katletti.
1967
ABD, Birleşmiş Milletler 244 nolu Güvenlik Konseyi kararının uygulanmasına yönelik bütün çabaları bloke etti. 244 nolu karar, 1967 Arap-israil savaşından sonra israil'in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesine yönelikti.
1970
Ürdün ve FKÖ arasında iç savaş. Suriye'nin FKÖ'yü desteklemesi durumunda, israil ve ABD Ürdün'e destek olmak üzere müdahale etmeye hazırlanıyordu.
1972
ABD, Enver Sedat'ın israil ile Mısır arasında bir barış anlaşması imzalanması yönündeki gayretlerini engelledi.
1973
ABD'nin israil'e verdiği askeri yardım, Suriye ve Mısır'la yapılan savaşın kaderini değiştirdi.
1973-75
ABD, Irak'taki Kürt ayaklanmasını önce destekledi. iran, 1975'te Irak'la anlaşmaya varıp sınırları kapatınca, Irak, Kürtlere karşı katliama girişti. Amerika, katliamdan kaçan Kürtleri mülteci olarak kabul etmedi. Kissinger'in çok sonraları yaptığı açıklamaya göre, 'örtülü eylemler misyonerlik faaliyeti ile karıştırılmamalıdır'.
1978-79
iran halkı Şah'a karşı kitlesel gösterilere başladı. ABD, Şah'ı 'kayıtsız, şartsız' desteklediğini beyan etti ve Şah'a kuvvet kullanması tavsiyesinde bulundu. ABD, son dakikaya kadar bir askeri darbe düzenleyip Şah'ın iktidarını kurtarmaya çalıştı, ancak bir işe yaramadı.
1979-88
ABD, Afganistan'da kurulan sosyalist hükümete karşı tepki gösterdi ve daha Sovyetler müdahale etmeden altı ay öncesinden başlayarak Afgan mücahitlerine gizlice yardım göndermeye başladı. 10 yıl içinde, ABD'nin gerici Afgan teröristlerine yaptığı silah ve eğitim yardımlarının parasal tutarı 3 milyar doları aştı.
1980-88
iran-Irak savaşı. Irak, iran'ı işgal ettiğinde, ABD, işgali kınayan bütün Güvenlik Konseyi karar ve eylemlerine muhalefet etti. Bu işgal süresince, ABD Irak'ı terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkardı ve Amerikan menşeli silahların Irak'a satışına izin verdi.
Yine, aynı savaş esnasında, ABD, bu kez israil'in iran'a silah satmasına izin verdi. Dikkat edin, sözkonusu ülkelerin biri islamı, diğeri ise museviliği referans olarak alıyor ve asla herhangi bir diyalog geliştirmez gibi görünüyor. 1985 yılına gelindiğinde, ABD iran'a bu kez doğrudan (tabii ki gizlice; kamuoyuna açıklanmadan) silah satmaya başlıyor. Bu silah satışı, daha sonraları siyasi tarihe 'iran-Kontra skandalı' olarak geçecekti.
Amerika, iran'a sattığı silahların ve ABD içinde sattırdığı uyuşturucuların parası ile Nikaragua'da sosyalist Sandinista'lara karşı savaşan kontr-gerillaların silah ve eğitim giderlerini finanse etti. Aynı dönemde, ABD Irak'a istihbarat yardımında bulundu.
Irak, 1984'te kimyasal silah kullandı. ABD, Irak'la diplomatik ilişki kurdu. 1987 yılında, ABD deniz filosunu Irak'a destek olmak amacıyla Basra Körfezi'ne gönderdi, gemilerden birinden açılan ateş sonucu sivil bir iran uçağı düşürüldü ve 290 kişi öldürüldü.
1981 - 86
ABD, Libya açıklarında, tek amacı Kaddafi'yi provoke etmek olan askeri manevralar yaptı. 1981 yılında, bir Libya uçağının füzelerinden birini ateşlemesinin ardından derhal misilleme olarak iki Libya uçağı düşürüldü.
1986 yılında, Libya'nın herhangi bir hedefe yönelmeyen füze ateşinin ardından, ABD Libya sahil güvenlik botlarına ve kıyıdaki tesislerine hava saldırısında bulundu ve 72 insanı öldürdü. Berlin'de bir gece kulübünde patlayan bomba iki kişinin ölümüne neden oldu. ABD, bombalama emrini Kaddafi'nin verdiğini iddia etti ve Libya'ya saldırdı. Yoğun hava saldırısı sonucunda yüzlerce sivil insan öldürüldü. Ölenler arasında Kaddafi'nin evlat edindiği çocuklarından biri de vardı.
1982
ABD, israil'in Lübnan'ı işgaline yeşil ışık yaktı. israil, Lübnan'da 10.000'den fazla insan öldürdü. ABD, israil'in Amerikan menşeli silahları savunma amacı dışında kullanması nedeniyle silahların kullanımını engellemeyeceğini bildirdi.
1983
Amerikan müfrezeleri çokuluslu barış gücünün üyelerinden biri olarak Lübnan'a girdi. iç savaşa müdahalelerde bulundu. Sahile yerleştirilen Amerikan barakalarına yapılan bir intihar saldırısından sonra Amerikan birlikleri geri çekildi.
1984
Afganistan'da, ABD'-nin desteklediği teröristler sivil uçaklara ateş açtılar.
1988
Saddam Hüseyin, Halepçe'ye kimyasal bomba saldırısında bulundu ve yüzlerce Iraklı Kürdün ölümüne sebep oldu. ABD, her ne kadar tezat gibi görünse de, bu olaydan sonra Irak'la mevcut ekonomik ilişkilerini arttırıp geliştirmeye karar verdi.
1990-91
ABD'nin dolaylı olarak ses çıkarmayacağını ima etmesi üzerine, Irak, Kuveyt'i işgal etti. Ancak, Kuveyt'in işgali üzerine derhal Irak'la ilişkileri kopardı ve uluslararası bir koalisyon oluşturma çabasına girişti. işgal devam ederken, Irak'ın sorunun diplomatik yollardan çözümü için yaptığı bütün hamleler reddedildi.
Örneğin Irak, Kuveyt ile Filistin sorununu bir arada ele almak için öneriler getirdi ama tümü de ABD tarafından geri püskürtüldü. Tabii ki bu yıllar sosyalist sistemin henüz yeni yıkıldığı ve dünya komünistleri arasında bir kısım kendini bilmez tarafından militarizmsiz emperyalizm olur mu olmaz mı tartışmalarının da yapıldığı yıllardı.
Ve, zaten iğreti yapışmış yaldızlar çok çabuk sıyrıldı. Irak'a karşı aslolarak ABD'nin öncülüğünde uluslararası koalisyonun katıldığı bir savaş başlatıldı. Bütün sivil altyapı hedefe kondu. Irak bir yandan yok edilmeye çalışılırken, diğer yandan güneydeki Şiilerin ve kuzeydeki Kürtlerin ayaklanmasına ABD tarafından 'istikrarı bozar' gerekçesiyle karşı çıkıldı.
Kürtlerin ele geçirilen Irak silahlarına el koymasına da karşı çıktı; ama aynı zamanda Irak'ın Kürtlere ve Şiilere karşı helikopter uçuşları yapması da engellenmedi.
1991
Irak'a karşı ekonomik yaptırımlar uygulanmaya başlandı. Yaptırımları delmeye yönelik her hareket ABD ile ingiltere tarafından engellendi. ilaç ambargosunu da içeren bu yaptırımlar sonucunda onbinlerce insan öldü.
BM Güvenlik Konseyi, Saddam Hüseyin'in kitle imha silahları geliştirme programlarına son vermesi şartıyla yaptırımların kalkabileceğini söylemesine rağmen, ABD, yaptırımların Saddam Hüseyin iktidarda kaldığı müddetçe devam edeceğinin herkes tarafından bilinmesi gerektiğini emretti.
1993
ABD, Irak'a füze saldırısı başlattı. Gerekçesi meşru müdafaa. Niye mi meşru müdafaa? Çünkü, CiA'nın iddiasına göre, Irak gizli servisi, füze saldırısından hem de iki ay önce, şimdiki başkanın babası George Bush'a suikast girişiminde bulunmuş. Kim bulunmuş, nerede, ne zaman, nasıl soruları her zamanki gibi havada kalmaya mahkumdu elbette.
199
8ABD ile ingiltere, Irak'ın kimyasal silah ürettiğini iddia ettikleri tesislere saldırı düzenlediler.
1998
Tanzanya ve Kenya'daki Amerikan büyükelçiliklerine saldırının arkasında olduğu gerekçesiyle, misillemede bulunmak amacıyla Sudan'a saldırı düzenledi. Kimyasal ve biyolojik silah üretim fabrikası olduğunu iddia ettikleri 2 tesis bombalandı ve yerle bir edildi.
Daha sonra, fabrikalardan birinin oyuncak fabrikası, diğerinin ise, Sudan'ın ilaç ihtiyacının yarısını temin etme kapasitesinde bir ilaç fabrikası olduğu anlaşıldı. Bu terörist saldırısında 300'e yakın insan öldürüldü. Amerika, daha sonra tesislerin kimyasal silah ürettikleri konusunda herhangi bir kanıt olmadığını açıkladı.
Verdiğimiz listenin kısa ve eksiklerle dolu olduğunun farkındayız. Üstelik de bu liste, yalnızca Doğu ve Ortadoğu halklarına ilişkin bilgileri içeriyor. Amerika'nın dünyanın her tarafında işlediği insanlık suçlarını saymaya kalksak herhalde ansiklopediler dolusu yazmamız gerekir.
Ama, gözü kapitalizmin ışıltısıyla dönmemiş tüm namuslu siyasetçi ve bilim insanının belirttiği gibi, bu suçların sadece biri bile ABD'nin insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle sanık sandalyesine oturtulmasına ve mahkum edilmesine yeter.
Büyük insanlığımızın çok uzak olmayan bir gelecekte bu mahkumiyeti gerçekleştireceği umudunu diri tutuyoruz.