proje kapsamında 22 ülkenin (libya,tunus,mısır vs.) rejimi değişecektir(bir kısmı zaten sözde devrimlerle değişmiştir.). türkiye'de bu ülkelerden biridir.
sınırları fırattan nile kadar uzanan bir 'yahudi/siyonist' devlet kurma hedefini temel alan projedir. merkez üssü telavivdir. dikkat edilirse görülecektir ki, filistin topraklarının çevresindeki neredeyse bütün ülkeler abd-israil uşağıdır. abd israil'in kolluk kuvvetidir. israil'in bekçiliğini yapmaktadır. petrol de ödüldür. yani hem abd hem israil karlıdır. zaten ikisi ayrı düşünülemez. aynı şeyin laciverdidirler. ancak hamas, hizbullah ve iran islami direniş olarak bu projeye karşı sapasağlam ayakta durmaktadırlar. allah onlardan razı olsun.
üzerinde bu kadar düşünmeye tartışmaya gerek var mı emin değilim. sonuç itibariyle dünyanın jandarmalığına soyunmuş abd-israil yapımı bir projedir. dünya gelirinin büyük kısmını elinde tutan bir avuç grubun, kişinin işine yarayacaktır. onların zenginliği için hazırlanmıştır.
bu durumda acıyı ve zararı eline alacak olan biz yoksul halk olacağız.
içinde bulunduğumuz durumu, neden - sonuç ilişkisine bağlı olarak en iyi açıklayan zımbırtıdır.
herifler o kadar zeki ki yarım asır öncesinden planlar, projeler hazırlamışlar (sanki ev tadilatı yapacaklar; tesisatı 50 cm sağa, elektrik prizi 105 cmde vs.. gibi) ve o kadar sadıklar ki programlarına saat gibi işlememesi için hiçbir neden yok.
adı üstünde büyük orta doğu projesi;
israil;
Sağında arap, solunda arap, altında arap...
adamlar fare gibi köşeye sıkışmışlar zaten, taa asırlardır ebeleri ağlamış atalarından, cetlerinden.
oturmuşlar, düşünmüşler, design etmişler.
şu an montaj aşamasındalar zaten.
hatta ergenekon zımbırtısı vardı ya hani
onun yeni yapılanması, akepenin tüm bürokratik kurumları ele geçirmesiyle ivme kazanan fetoş hareketi.
burada yazıyorum 15,20 artık neyse birkaç sene sonra okuyunca hatırlarsınız.
bu söylediklerimin hiç bir bilimsel ya da verisel kanıtı yoktur.
tamamen kıçımdan uydurmadır.
yarın öbür gün içeri alırsanız ki not olsun;
lehime delil olarak kullanırız.
işleme konulduğu günden beri yavaş yavaş hedefine varan projedir. hali hazırda 6 ay önce "paşam benim" diyen türk iktidarı bugün beşar esad'a uyarı üzerine uyarı veriyor tv'lerden. canlı konuşmalardan her fırsatta ve her taraftan!! bak gidersin haa, beşar efendi haa!
neden acaba?
iyi düşünün, okuyun, boş boş bakmayın o yavşak kanallara ve onların felaket tellalciliği özentisi yayınlarına. bizi bir yerlere sürüklemeye çalışıyorlar! kime ne, ne olmuş ki suriye'de? varsayalım ki, bir kısım insan muhalif ve isyanlarda beşar esad denilen adama!!
bize ne oluyor? kimin sözcülüğüne soyunmuşuz biz, bir kişi bunun cevabını versin? bir de 6 ay önce ne farklıydı acaba?
iyi düşünelim, iyi bakalım büyük resme, ufak işlerle uğraşırsak başımıza büyük işler alabiliriz!
abd, suriye ile "ilişkilerinizi bozun(özetle)" şeklinde emretti suriye'ye yaptırımlar başladı. yandaş tvlerde suriye askerinin ne kadar gaddar(!) oluşuyla ilgili cia propaganda merkezinin danışmanlığında distraktif haberler başladı. israil'e, ekonomisi tüketim odaklı, çöküşü bir gecelik para çıkışına bakan hayal dünyasında yaşayan bir ülke kafa tutsun... komşularla sıfır sorun politikası deyip sırıtırak dolaşanlar şu an efendilerinden yeni emirleri hazırolda bekliyor. libya'nın çapulcularına gönderilen 380 milyon doların hesabını soran yok.
ayrıca bu yalancı baharların çıkış şekillerine neden dikkat edilmez o kadar mı kapasitesiz görüyorsunuz kendinizi? isyan çıkartılan ülkelere baktığınızda yapılmış bir seçim sonrası halkın çoğunluğunluğunun seçtiği bir lidere koltuğunu bırakmak istemeyen bir profil mi var? yok, tabiki yok abd tarafından uyutulmuş hücrelere(uyutulmuş hücre durumu: gizli istihbarat servislerinin planlanan ülkede beklenilen eylemi gerçekleştirme emri verilene kadar eylemsiz durma halidir.) sağlanan silah yardımıyla ve devasa medya kanalları sayesinde fotoşopta bir fotonun yüzlerceye sayıya çıkartılması gibi başlayan isyanların ülke çapında "rağbet" görüyormuş gibi bir izlenimle o ülkeye müdahale ediliyor.
yeni dünya düzenlerinde, arzuladıkları ülkeye kendi askerini sokup iç politikadan alacağı eleştirileri, ölebilecek askerleriyle ilgili başlarını da belaya sokmadan, kitlesel medya gücünün devamlı güdülemesiyle işgal hareketini o ülkedeki çapulcu, arsız, hastalıklı ve en sonunda da dini merkezine almış ahlaksızlarla gerçekleştiriyor ve adına "halk hareketi" diyorlar. bu "halk hareketi" ülkemizde de yaşandı... sonra ona ve ergenekon adıyla yapılan sessiz darbeye geçeceğiz ordu neden dağıtıldı komutanlar neden içeride gibi...
şimdi "hükümete darbé yapacağularıdı!!!pis ergenekoooonn" diye ortalığa salınan abd kuyruğundaki tenekelere sormak lazım: e madem silahlı bir şekilde yönetimi, hükümeti devirmek sizler tarafından lanetlenmiş bir eylemdi o kadar muhafazakar "demokrat(!!!)"tınız pekiyi o ülkenin tüm halkının daha ne düşündüğünü bilmeden, yapılmış bir seçim sonucu olmadan, birdenbire tavır değiştirilerek o ülkelerin liderleri aşağılanarak, kimisi de(merhum muammer kaddafi) "allah-u ekber" nidalarıyla vahşi araplarca önce tecavüz edilip sonra kanlar içinde linç edilip katledilmesi sizler tarafından lanetlencek bir hareket olarak görülmedi? susarsınız değil mi?.. insanlığınızın içine sıçıyım!(sizler gibilere saygılı olmak lükstür.)
hasta beyinlilere sormak lazım: bu durum içine arap vahşetini eklemeden tirtir titrediğiniz uyduruk darbe planlarında geçen yapılacaklar listesinden ne kadar farklı??? madem darbe karşıtıydınız ülkenin yönetimine dışarıdan müdahelere karşıydınız, liderler sandıkla gelip sandıkla giderdi neden cia destekli silahladırılmış çapulcu sürüsüne destek veren bir hükümetin arkasında duruyorsunuz? dilsiz şeytanlar! evet bazı insanlar(amerika köpeğinin kuyruğundaki tenekeler, dinciler) sıçılmış bok gibi, boku yiyecek haline getirmek ne kadar imkansızsa sizleri de insan haline getirmek o kadar imkansız...
hala insan olanlara sesleniyorum: suriye'de halk beşar esad'ı seviyor ve destekliyor. ona ağızlarınızdaki köpüğü silip saldırmadan önce o çok sevdiğiniz halkın yarısının uğruna çocuğunu kesecek sandığınız değerli başbakanınızın da aynı sona uğrayabileceğini bir düşünün. çıkın o karanlık dehlizlerden de bir bakın gerçeklere...
emperyalistlerin kanuni döneminin sonlarından beri ısıtıp ısıtıp, giydirip kuşandırıp farklı şekillerde belirli zaman aralıklarında önümüze getirip koyduğu şey. her seferinde de belirli bir aşama kaydettiler aslında. dur bakalım, başbakanımız (pardon padişahımız) rte sayesinde bu sefer olacak herhalde.
büyük orta doğu projesi orta doğudaki yönetimleri savaş yapmadan ele geçirmek amaçlı bir projedir. ancak ırak savaşından sonra büyük orta doğu projesi ortadan kalkmıştır.
ortadoğu ve kuzey afrika'da yaşanan gelişmeleri hesaba katacak olursak, inceden inceye nüfusunu arttıran projedir. önemli olan, bu projede kimin hangi tarafta olduğudur. sömüren mi? yoksa sömürülen mi? işte akıbetinizi bu belirleyecektir.
ortak özellikleri hepsinde abd ve nato ülkeleri denilen( tek dolaşmaya korkan, bıraksan sidiğinde boğulacak) emperyalist ülkelerin askerleri var. bu nato ülkelerinde bir tanesi var ki dışardan bakıldığında en karaktersizi; türkiye. öyleki; beraber direndiği silah arkadaşına şimdi işgal gücü gönderiyor, libyaya. emperyalistlerin ortadoğudaki karakolu oluyor. ömer muhtarı eziyor, senusileri hiçe sayıyor. her zaman cevaben elhamdülillah müslümanız diyen müslümanlar(!), müslüman ülkelerden bahsederken müslüman kardeşlerimiz diyen hükümet, ya da ota boka zırlayan, göz torbaları çöp poşetine dönmüş hoca efendi(!) neredeler? nerede 6. filoyu denize dökenlere karşı cihad ilan eden müslümanlar(!)?
ne sanıyor acaba bu müslümanlar, suriyeden iran dan sonra sıra gelmeyecek mi kendisine? belkide sıra gelince bize kaçarlar deniz ötesindeki reislerine.
bu ortadoğu ülkelerine müdahale nedeni hep aynı. 2004 2005 zamanlarında nato devletlerinin kendi çaplarında imzaladığı bir kağıta göre; bir toplumun canı güvende olmadığında müdahale hakkına sahiplermiş. nedense aklıma pkk yı bahane edip türkiye girebilecekleri geldi? serbest çağrışım gibi bir şey olsa gerek.
