Bende tam olarak şöyle olan olaydır. Konuşuyorum. Unutuyorum. Zamanlar sonra yapıyorum bunu. Şak diye geliyor aklıma. Hayat arada bir sarsıyor işte. Hayır bir de yüzsüz gibi konuşmaya devam ediyorum hala.
Genelden tükürdüğünü yalayıp o büyük Lafın altında kalmakla sonuçlanır. Asla "asla yapmam" deme. Hayat bu, yarın hangi koşullar altında sınanacağın ve neler yaşayacağın belli olmaz. Netflix'te izlediğim inside Man adlı dizide hayatında karıncaya bile zarar vermemiş bir papaz, yanlış anlaşılma sonucu oğlunun adının pedofil olarak anılmaması için bir kadını öldürecek raddeye geliyordu ve dizide eşini öldüren biri "herkes potansiyel bir katildir. Sadece uygun koşullar gereklidir" gibisinden şeyler söylüyordu. hayatta insanın her şeyi istemeden de olsa yapabilme potansiyeline sahip olduğu bilinciyle kimsenin ne tamamen melek ne de şeytan olduğunu unutmayalım. Hepimiz insanız sonuçta. Neyse amma da uzun konuştum efendim, evet.
En büyük örneği ise şöyle en yakın arkadaşımla bir gün oturmuşuz meslekler hakkında konuşuyoruz söz konusu malum mesleğe gelince ikimizde alay edip yok canım birde .... olucaz dedik.
şu dünyada yaşadıklarımı kınadığım ve büyük konuştuklarım üzerine yaşıyorum. ne büyük konuştuysam hepsi başıma geldi. hatta büyük konuştuğum şeyleri yaparken ayrı bir haz aldım. siz ne yaparsanız yapın o büyük konuştuğunuz şeyi bir gün öyle ya da böyle yapıyorsunuz. bu sizin güçsüz olduğunuz sebaatkar olmadığınız anlamına gelmiyor. hayat veya koşullar sizi o büyük konuştuğunuz şeyi yapmaya zorluyor.
Zaman Zaman her insanın yaptığı, ahkam kestiği, yağıp gürlediği, esip kavurduğu konuşmadır.
Her ne denli kontrollü ve bilinçli insan olursanız olun, evrenin neler planladığını, hazırladığı sürprizleri bilemezsiniz.
Olmaz olmaz deme, olur, olur!
iddialı konuşmakla karıştırılmaması gereken durum. iddialı konuşmak için, önce kendine, konuştuğun kişiye kişilere karşı, bu kişinin kendine güveni var izlenimini vermen lazım. büyük konuşmak ise; yaşamadan , görmeden atıp tutmaktır , ahkam kesmektir, kibir barındırmaktır.