büyük fabrikalardan tutun, büyük atölyelere ve imalat yerlerine kadar; üretim anlamında yaratıcılığın olmaması durumudur.
böyle yerlerde bir sistem oluştururlar. şu kadar malzemeyi şöyle yapacaksın, bu malzemeleri buraya alacaksın, şu saatte şu üretimler gerçekleşmiş olacak falan. hepsi bir işçinin mesai saatine göre ayarlanmıştır ki, işçi mesaisini bitirene kadar hiç boş kalmaz. hatta bazı zamanlar yetiştiremediği için mesai yapmak zorunda kalır. sözünü ettiğim, üstünde durduğum nokta bu değil...
üretim yerine 5-10 sene önce bir adam (şef/müdür) gelmiştir ve sistemi belirlemiştir. aradan 10 sene geçer, hala aynı sistem üzerinden çalışılır. işi hızlandıracak, daha fazla üretim sağlayacak önerileri kimse umursamaz. zaten böyle öneriler de genç adamlardan gelir. genç oldukları için de kimse onları dinlemez. birimlerin şefleri ''sistem devam etsin kafam ağrımasın'' dediği için aslında yeni bir formülle 1 saatte bitebilecek bir iş 3 saatte bitebilmektedir. neymiş; senelerdir çalıştıkları sistemi bozmanın anlamı yokmuş. ulan orada bir sürü makina değişmiş, üretim koşulları değişmiş, nitelikli işçi sayısı değişmiş. adam hala 10 senelik üretim sistemiyle ilerliyor, hatta işe alınacak işçileri de bu sisteme uygun olup olmadığına göre seçiyor. bu da işçilerin daha çabuk yıpranmasına ve fikir sahibi olanlarının işten soğumasına sebep oluyor.
herkesin cebine giren paraya baktığı işlerde ne gibi bir yaratıcılık olabilir diye insan sormadan edemiyor. yeni bir ürün piyasaya sunmak yerine var olan bir ürünü yapıp piyasaya sunmak daha cazip geliyor. çünkü alıcısı bellidir, satıcısı bellidir. yeni ürün tutar mı tutmaz mı bilmediklerinden korkarlar bunlar. hazırcı pezevenkler.
-ne iş yapıyorsunuz?
+organize'de fabrikam var.
-hımmm, güzel, ne üretiyorsunuz?
+bir mobilya firmasına kanepe ayakları için plastik parçalar üretiyoruz
-güzel, güzel. kaç işçiniz var?
+5(beş)
-hımmm, anlıyorum, bol kazançlar (iç ses: senin fabrikanın amına koyayım görmemiş pezevenk. bir enjeksiyon makinesi ve 5 işçi ile iki parça plastik yapıyor, fabrikam var diyor itoğlu)
nato kafa, nato mermer insanların, sistemi değiştirmemek istemeleri.
buna karşılık en iyi örnek google' dır herhalde.
işe birisini alırken, bir hacker veya ona benzer nitelikler değilde yaratıcılığa bakıyorlar.
bir işi yaparken önemli olan yaratıcılıktır, kalıplaşmış icraatlar değil.