büyük defter

entry4 galeri0
    1.
  1. Defter-i Kebir olarak da adlandırılan büyük defter; yevmiye defterine kaydedilen işlemleri, sistemli bir şekilde hesaplara dağıtan ve belli bir tasnif altında hesaplarda toplayan defterdir.
    0 ...
  2. 2.
  3. savaşın, açlığın orta yerinde yapayalnız kalmış azimli-dahi kardeşlerin, iz sürücülüğü keşfetme maceralarını anlattıkları defter.
    1 ...
  4. 3.
  5. Muhasebenin sınıflandırma fonksiyonunu yerine getiren defterdir.
    1 ...
  6. 4.
  7. yazarı agatha christy değildir öncelikle bunu söylemek isterim. agota kristof'a ait üçlemenin ilk romanıdır.

    büyük defter kanıt ve üçüncü yalan üçlemesi beni yerle bir etti. hayatım boyunca unutmayacağım romanlar arasında olduğu için yazmak istedim. aslında ayrı zamanlarda yazılmış üç ayrı kitabın aynı kitapta toplanması çok iyi olmuş çünkü kitaplar sırası karıştırılarak okunamayacağı gibi birinin ardından hemen diğerine de geçilmesi gerekiyor.
    üç kitapta savaş travması, yalnızlık, yoksulluk, kimlik, göçmenlik, ensest, pedofili gibi çok zor ve acıtıcı konuları işliyor. üçüncü kitap sanıyorum bütün olanların psikolojik etkilerini yansıtmak için diğer ikisine göre çok dağınık bir kurguda yazılmış.
    ilk kitap büyük defter'in otobiyografik bir roman olduğunu duymuştum. yazarı agotha kristof'u tanımıyorum fakat bu ilk kitabı savaş travmasını yaşayan birinin yazdığı okuyunca anlaşılabiliyor.
    her cümle çok sarsıcı. sarsıcılığı edebiyatın gücü de değil her şey çok sade cümlelerle anlatılmış.
    bazı trajedileri edebiyatla acılaştırmaya gerek olmuyor. bence yazar bu mesajı vermek için en vurucu anları bile böylesine sade bir dille anlatmış.
    yanlış hatırlamıyorsam ikici kitapta roman yazan bir karakter "bir kitap ne kadar hüzünlü olursa olsun bir hayat kadar hüzünlü olamaz." diyordu. agota kristof kendi kitabıyla ilgili en güzel yorumu böylece kendi kendine yapmış.
    benim için en etkileyici olan ilk kitaptı: büyük defter. kendilerini acıya alıştırmaya çalışan, acıya bağışıklık kazanmaya çalışan iki küçük çocuk...
    artık acı çekmemek için kendilerine kötü olmayı bile öğreten "işkence alıştırması" yapan çocuklar...

    bir gün de "dilencilik alıştırması"yla nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istediler gurursuzluğun. para için değil, yemek için değil gururun yükünden kurtulmak için bütün gün dilendiler sonra şöyle dediler:

    "eve dönerken, bisküvileri, çikolatayı, elmaları ve parayı yolun kenarındaki uzun çalılıkların arasına atıyoruz.
    saçlarımızdaki okşayışı atmak mümkün değil."

    neyse canımı çok acıttı.
    bugüne kadar da elif şafak, harry potter falan okumuş insan değilim.
    bir kitabın insanın dengesini ne kadar bozabileceğinin, roman okumanın başka diyarlarda gezelemek, aşk maceralarına atılmak gibi bir çocuk eğlencesi olmadığının çok kez farkına vardım. yine de beni dünyadan tiksindiren bu kitabı en sarsıcı, en rahatsız edici eserlerden biri olacak hatırlayacağım.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük