Anneyle gidilen alışverişte annenin kendine seçtiklerini sen ödediğinde büyüdüğünü anlarsın. Sen küçükken sana alınan kıyafetlere mutlu olduğun gibi annenin gözlerindeki mutluluğu görünce büyüdüğünden emin olursun.
Okul bitmiştir artık. Evet daha çok küçüğüm dersin. Sezen aksudan küçüğüm şarkısını dinleyip içini rahatlatırsın. Aylar geçer, iş başvuruları, görüşmeler, bunalımlar, kabullenememeler. Daha sonra memleke bir gideyim dersin. Kimse sana harçlık vermez artık. Deden bile okulun bitti diye harçlıksız bırakır seni. Annen bile paran var mı diye sormaz artık. Son kalan paralarınıda eski doslarınla son vakitlerini geçirmek için harcarsın. Akşam çıkabiliyorsundur artık izin almadan, arkadaşında kalabiliyorsundur. Eskiden büyük gelen bu şeyleri, zar zor izin alarak yaptığın şeyleri artık özgürce yapıyorsundur. Bir gün aniden bir telefon gelir istanbuldan. iş görüşmesine çağırılırsın. Hani küçükken hep izlerdik türk filmlerinde. insanlar istanbula para kazanmaya giderlerdi. iş bulmaya giderlerdi. içerisine bir kaç parça kıyafet koyduğun el çantanı hazırlama vaktin gelmiştir. Son günlerini dostlarınla geçirirsin. Sen olduğun tek insanlarla. Yıllar geçsede olgun olmak zorunda olmadığın insanlarla. O kadar yorulmuştum ki senelerdir olgun olmaktan. Eski masum çocukluğunu yaşarsın onlarla gitmeden. Şarkılar söylenir hep birlikte, eskiler yad edilir. Salıncağa binilir.. Oturur dostunla bir sigara içersin. Anlarsın seneler geçsede yanında olacak tek dost odur. içinden geçirirsin söylemezsin bunu ona, o bunu bilir zaten. O da içinden bunu geçiriyordur bilirsin. Son ke, dostunada sarılır otobüsüne binersin. Bu sefer okumaya falan gitmiyorsundur sen. Hayatın başlıyor artık. Büyüdün! Ayaklarının üzerinde durmak üzere hayat mücadelen başlıyor. Oysa daha çok tazesin, ellerin daha küçük, yüreğin daha çok tazedir bu yaşayacakların için.
anlamadım. bi gün bi baktım büyümüşüm, daha oynanacak bir sürü oyun, yapılacak bir sürü haylazlık vardı halbuki. kanatmadığım dizlerim, eskitmediğim ayakkabılarım vardı. her şey sonsuz gibiydi üstelik, nasıl oldu anlamadım, hepsi birden bitti, anlayamadım.
ne çok eksildim birden.
Üniversitenin sonlarına geldiğinde hayatına yön verirken bunu tek başına yapman gerektiğini anladığında ve hayatını inşaa etmek için tek başına mücadele etmen gerektiğini anladığında büyüdüğünü farkedersin.
Sevdiğin insandan ayrıldığında içinden bir parçanın kopup gittiğini hissetsen bile onun sensiz mutlu olmasını içinden gelerek istediğinde olgunlaşmaya başladığını hissedersin.
En çokta her istediğimiz olmadığında elinden oyuncağı alınmış küçük bir çocuk gibi mızmızlanmak yerine olayı kabullenmeye başladığında büyüdüğünü anlarsın.
Her istediğimiz olmuyo bu hayatta ve olmayacakta. Her kötü şeyin bizi daha iyisine hazırlamak için başımıza geldiğini anladığımızda, hayattan keyif almaya başladığımız zamanların gelmiş olduğunu da farketmiş oluruz.
Tek derdin daha fazla oyun oynamak değil artık. Bir hayatın bi geleceğin ve bi kaygın var. Kendi ayakların üzerinde durma isteğin var artık. büyümek böyle bişey işte keşke hiç büyümeseydim.
Gerçekleri görmeye başlamaktır. Olgunluğa erişip, konuşmadan önce bol bol düşünmeyi öğrenmek susmayı değerli bulmaya başlamaktır. Çevrede arkadaşım dediğin insanların azalmasıdır. O yapmacık ortamlardan uzaklaşmak, 2 3 samimi arkadaşinla tadına doyulmaz zamanlar geçirmektir. Geleceğe dair ciddi planlar yapmaktır. Ve de akşam dışarı çıkarken kendi kendine düşünüp hava serin olur diyip hırkanı yanına almaktır.
6. sınıfa giderken çalışmaya başladığım zaman anladım. başkasının eline bakmadığım, kendi param ile 'ben artık bir baltaya sap olabildim' dediğim an. Annemin artık kendi paranı kendin kazaniyosun dediği gün anladım. o gün bir oyuncak alinmadi diye aglamanin saçma olduğunu ağlamam gereken daha önemli olduğunu anladığım zamandi.