Eğer artık hayatta değilse annedir. Sonra da çocukluğun sıcaklığı, rahatlığı, oyunları, arkadaşlığıdır. Geriye bakıp “ nerelere gelmişiz ? “ dersin bazen.
Aklın alamayacağı devasallıkta ki hayal gücü. Büyüdükçe malesef hayal gücümüz de ters orantılı küçülüyor, kalıplaşmış mantık çerçevesinde daralıyor. Kitap okurken bir nebze o hayal dünyasına girebiliyor olsam da, çocuk yaşlarımda ki o sonsuz hayal gücümü çok özlüyorum.
Bir halttan anlamamayi , duygu durumunun max 10 dk da bir degismesini, dünyanin -insan iliskilerinin sisteminden bir haber olmayi, zerre sorumlulugumun olmamasini kafami dumanlayacak kadar cok ozluyorum.
arabanın arkasındayım sağ ön koltukta annem solumda babam arabayı sürüyor. koltuğun yastıklarının altından kollarımı geçirmişim gidiyoruz yine biryerlere. arkada joy fm'den bir müzik çalıyor yine 80'li yıllardan kalma. ister istemez özlüyorum gözümü kapatıkça. tabi ki bunlar benim öznel olarak özlediklerim. birde o sokaklarda top oynamak var. kafamda bugün gol atabilecek miyim çilesi. şişman bir çocuktum kaleye inşallah koymazlar beni diye düşünüyorum yine sanrım. tabi birde çizgi filmler var, fox kids, pokemon, digimon, babylade. abi keşke bir 16, 17 yıl geriye dönebilsem ya ...