Sıradan biri olduğunu görmek. Otuzlu yaşlar yaklaşınca aslında bir bok olmadığını fark etmek.
Hep özel olduğun hep üstün olduğun bilinçaltı mesajlarıyla pompalanır ama büyüdüğünde fark edersin ki aslında gayet sıradansın dikkat çekici bir iz bırakmayacaksın. Okulunu bitireceksin şu devirde biraz şanslıysan ancak maaşlı eleman olacaksın. Başarılı, başarısız ilişkilerin olacak belki hiç olmayacak bile. Yine senin gibi sıradan birini bulacak evleneceksin. Çocuk yapacaksın kendinde olmasını istediğin ama beceremediğin ne varsa çocuk üzerinden gerçekleştirmeye çalışacaksın. Mesela ilk kez konuşunca çocuğa aynştayn muamelesi çekeceksin ama o da vasat bir birey olacak ve büyüyecek. Bu döngü böyle devam edecek.
acı olanın kaliteli olduğunu anlamak..
mesela, küçükken labne, üçgen peynir tarzı tatlı ve basit peynirleri severken, olgunlaşınca tulum gibi kısmen acı ve kaliteli peynirlerden haz alıyorsun.
king e hayranken, kafka daha anlaşılabilir oluyor.
Yalnızlık.
Hayatta tek kaldığın, bir başına.
Kalabalığın içinde ki, insanlara çarparken...
Küçüklüğümden beri bu korkutmuştur beni, bu yüzden hep dayanacak bir kardeşim olsun isterdim.
Kardeşim oldu, ama ben büyüdükten sonra.. ne o bana kardeşlik yapabilirdi, nede ben ona abilik..
Bunu fark ettim, kalabalıkta ki yalnızlık.
yalnızlığa alışıyorsun, gözlerin kapıda kulağın telefonda bir ses arıyorsun bir nefes, sonra ağlamayı öğreniyorsun. daha yazmak, anlatmak istiyorsun lakin üşeniyorsun..
sorumluluğun da seninle büyümesi. küçükken ailem bana karışıyor diye çok isyan ettim ancak isyan etmekten daha çok merak ettiklerim de oldu.
mesela ben özgür değildim babam gibi bir otorite başımda vardı, peki babam yetişkin bir bireydi o neden özgür değildi?
yani ben bir şeyi yapınca babam kızar diye korkup yapmıyordum, peki o kimden korkuyordu?
sonuçta o özgür biriydi.
hem neden çalışıyordu ki? kimse ona çalışmayınca kızamazdı, istediğini yapardı, gezerdi tozardı.
neden eve geliyordu mesela?
sonra büyüyünce anladım ki babam toplumun ona dayattığını bana dayatıyormuş. aslında özgür değilmiş. bir sürü sorumluluğu varmış.
bi üzüldüm tabi, ben keyif için bana baskı yapıyorlar zannediyordum.