büyüdükçe azalan duygular 'ın yalnızca bir tanesidir bu.. yalnızca bir tanesi. Evet. Ama büyük bir eksiklik. Eksildikçe/azaldıkça yokluğu hayatımızda ciddi anlamda yokluk katacak bir eksiklik..
neydi masum kalmak?
-Anne çikolata istiyorum. Dendiğinde ''baban akşam getircek'' cevabına inanıp beklemek miydi saatlerce? Beklenen akşam'ın hava kararmasına rağmen gelmemesi sonucunda ağlayarak daldığımız uyku muydu? Uyurken yüzümüzdeki tertemiz ifade miydi? Yoksa ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi uyanmak, çikolatayı görünce mutluluktan havalara uçmak mıydı?
Ya da;
-hayatın iğrençliğine inat; gözlerdeki ışıltı mıydı masumluğumuz? Çevrede olan biteni öğrenmek için ardı sıra dizdiğimiz sorular.. - anne bu ne? Baba bu neden böyle? Anne bu neden bu kadar? Neden anne? Neden baba? . . . verilen her cevaba kuşkusuz inanmak, ama tekrar sormak. Yılmadan; tekrar tekrar tekrar..
Peki neden anne?
Neden yıllar sonra sorduğum sorular keşke hiç bilmeseydim listesinde yerlerini alıyor oldular? Neden gözlerimdeki parıltı sadece ağladığımda ortaya çıkıyor? Neden masumluğu saf ya da salak olarak nitelendiriyor bu insanlar? Neden büyüdükçe insanların duygularıyla oynuyorlar?
hergün daha da hızlı yok olmaktadır. bazen insanın hiçbir şeye değil sadece kendine kızası nefret edesi geliyor. oysa küçükken öyle miydi. camı kırdığımızda ahmet yapıyordu, topu patlattığımızda mahallede ki abiler patlatmış oluyordu. yatağı biz değil miki ıslatıyordu. sonra fark ettik ki büyüdük. yaptığımız hatalar boynumuz da kement olmuş, bize yapılanlar hep başkalarının yanına kar kalmış. kalmadı masumiyet falan en iyi insanın kendisi biliyor bu nu.
masumiyet neydi?
küçük bir çocuğun karnı acıktığında annesine ağlarken ki gözyaşları mıydı? yaramazlık yaptığında suçlu olduğunu bilerek başını öne eğmesi miydi? ya da masumiyet ilkokulda yaşanılan karşılıksız dostlukların temeli miydi? beslenme saatinde simitini paylaştığın sıra arkadaşının sana verdiği değerle ölçülür müydü acaba masumiyet?
insanlara karşı hırsın, kinin, arkadan iş çevirmenin olmadığı duygulardı masumiyet. aldatmanın, onun bunun altına yatmanın olmadığı, kendini sahibine saklamanın heyecanının yaşandığı duygulardı masumiyet...
ve sonra büyüdük... büyüdük ama yine masumuz(!). hırsın, kinin, nefretin bizde oluşturduğu hislerle masumuz(!). ve artık geride kalanlar masum, biz de masumduk ama geçti.
hem bu kadar çok insan büyürken nasıl masum kalabiliriz ki...
büyüdükçe azalan sadece masumiyet değildir.
Bebek büyüdükçe ve anne sütünden başka şeylerle gıdalanmaya başladıkça, kakasının pis kokusu da, beslenmesindeki değişikliğe paralel olarak artar.
Büyüdükçe, bembeyaz olan dişler de, aynı masumiyet gibi sararmaya, kararmaya ve çürümeye başlar.
görecelidir farkındalıkla alakalıdır sonuçta masum olmayan bebek yoktur insanlar büyüdükçe tercihler yapar o tercihlerin masumiyet skalasını toplum tutar yani ölçüt toplum olunca işler değişir.
çocukların yaptığı her şey de bir masumiyet ararken büyüklerin yaptığı her işte bir art niyet aramakla doğru orantılıdır. görmek istediğimizi görüyoruz.