büyüdük de ne oldu

entry27 galeri0
    2.
  1. 1.
  2. ben büyüyünce...
    ne kadar çok cümle kurardık bu iki kelimeyle veya ne kadar çok cevap verirdik "ne olacaksın büyüyünce?" diye sorulan sorulara. komşu büyüklerin, akrabaların sırf evin küçüğüyle de ilgilendiklerini belli etmek için sordukları sorulardan sadece birisiydi.

    ve bizim cevaplarımız da dönem dönem hep birbirinin aynıydı. çocukken kızlar gelin, erkekler asker olacaktı. birkaç yıl sonra soruyu soran taraf değişti ve cevaplar da ciddileşti. soran öğretmen olunca gelinlik ve askerlik hayalleri bir kenara atıldı, bu sefer ya doktor ya öğretmen olacaktık. biraz büyüyünce işin ciddiyetini anladık, bu kez gerçekten kafa yormaya başladık. ama hayat bizi çoktan yormaya başlamıştı bile...
    sanki hiç geçmeyecekti zaman ve biz hep çocuk kalacaktık. oysa hayat;
    "ekmek arası domates-peynir destekli gıdalar almak için eve uğrayabileceğimiz molalar verdirmedi" hiçbir zaman!

    evet, büyümüştük... önce sınavlar sonra iş, bitmeyen projeler...
    bunları geçirirken hayata, hayatı yaşamadan geçtiğimizi, hiçbir zaman anlamadık.

    sonra özler olduk:
    çocukluğumuzu, heveslerimizi, gülüşmelerimizi.
    bize kimse sormadı ki büyümek isteyip istemediğimizi...
    mesela ben, hiç istemedim bu filmin ileri sarmasını.
    çünkü hayatın tıpkı filmler gibi karelerden oluştuğunu anladığmda, çok da büyük sayılmazdım aslında...
    filmim ilerlerken sorgusuz sualsiz her karede bir şeylerin, birilerinin eksildiğini farkettim.
    en basitinden ben büyüdükçe, annem babam yaşlanıyordu!
    ve ben biliyordum, filmin sonunu tek başıma getireceğimi...
    bu pek de mutlu bir son sayılmazdı hani.

    zaten hayat kötü sonlarla doluydu ve kötü başlangıçlarla...
    ben büyüyünce farkettim bunların hepsini.

    mesela ülkemde kardeşin kardeşe olan düşmanlığını gördüm,
    annenin yavrusu tarafından ödürüldüğünü!
    kredi kartı yüzünden bir babanın ailesini katlettiğini...

    küçükken gittiğim lunaparkın yerine binalar dikilmişti.
    umutsuzca dururken o binalarn yanında, gidenin sadece lunapark olmadığını farkettim.
    o parka elele geldiğim babamda çoktan terketmişti beni ve filmimin karelerinde artık bir kişi eksikti...

    ben büyüyünce, ülkemin polislerinin bir hastane bahçesinde biber gazı sıktığını,
    devletin ülkeye çekmek için milyon dolarlar harcadığı turistleri hiç suçu olmadığı halde copladığını,
    aynı hastanede sebebsiz onlarca çocuk öldüğü halde sağlık bakanının kılının bile kıpırdamadığını,
    mehmetçiğimle dağdaki köpeğin analarına aynı sıfatın verildiğini gördüm!

    gördüm ama elimden hiçbir şey gelmedi!
    ne benim ne de başkalarının...
    sadece seyrettik ana haber bültenlerinde.
    zaten istisnasız hepimiz hayatı da seyrettik...

    --spoiler--
    denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
    sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin.
    uçmayı biliyorsan düşmeyi de bileceksin.
    korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredeceksin!
    --spoiler--
    28 ...
© 2025 uludağ sözlük