ilkokul hocam çok garip kadındı vesselam, ifşa etmiş gibi olmayayım ama adı ayşegül gürgen.
beden derslerinde, müzik derslerinde ve sair bütün derslerde matematik işleme gibi garip bir huyu vardı. ayda bir beden eğitimi dersi yapardı top bile vermezdi, ezilmiş kola kutusuyla maç yapardık. yine ayda bir müzik dersi yapardı, işte gıcık öğrenci burada devreye girerdi.
yıllar sonra düşününce, adı geçen hocanın, ertesi gün müzik dersi yapacağını söylediğini anladığım bir öğrenci vardı, adı veysi midir veysel miydi neydi... ulan hoca ne zaman müzik dersi yapacak olsa bu arkadaşımız klavyesiyle gelirdi okula, çocuk aklımız almazdı o zaman, lan yine denk getirdi derdik. 40 dakika boyunca tahtanın önüne geçer, özenle yerleştirdiği klavyesini çalar biz de mal gibi sadece dinlerdik bütün ders. dokundurmazdı klavyesine şerefsiz. bütün sınıf çok gıcık olurduk ona. ömrümüzün 2 senesi her ay veysi (ya da veysel, ne boksa işte) konseri dinlemekle geçti. hayır insan kendini geliştirir bari lan, hep aynı şarkılar.
çok çalışkan yada dersle çok alakalı olduğu için değil, pis bir öğretmen yalakası, not için gerektiğinde yalama yutmanın allahını yaptığı için sevilmeyen öğrencidir. **
ilkokulda benim içinde olduğum durum. Sınıfta soruları çok kısa sürede çözerdim, kimseye fırsat vermezdim hemen hoca söylerdim cevabı.bu lise 1 dede devam etti sonra anlamsız bulup kendi kabuğuma çekildim. Üniversitede ise hiç not almadan defter ,kitap taşımadan file vermeden 4. Sınıfa geçtik hadi hayırlısı.