acıdır! ama gerçekte, çoğunun umurunda bile değilizdir. bu, kendimizi dünya sahnesinde başrol oyuncusu gibi hissetmemizden kaynaklanan bir yanılgıdır sadece. aslında, suçlu da sayılmayız zira, çocukluktan beri, tarihe hükmeden bir imparatorluğun varisi olarak büyütülmüşüzdür. tarihin tozlu sayfalarında kalmış ve artık var olmayan bir imparatorluğun varisi olarak.
şimdi türk' ün tek dostu türktür derdim ama oda yokki, geçen caddede yürüyorum yanımdan geçen bir kadının yanlışlıkla çantasına hafifçe sürtünerek geçtim *** kadın bir saydı bir döktürdü. sanki ne yaptık.
bütün türki devletler türkleri severler. sevmeyenler türklerle savaşmış ve savaşı kaybetmiş olanlardır.
dünya da türklerin "uyanmasından" çok korkarlar, o yüzden de ellerinden geldiği kadar türkleri uyutmaya çalışırlar.
tanım: kısmen doğru olmakla birlikte işin içine "azerbaycan" falan katıldığı için "yanlışlaşan" bir söylemdir.
açıklama : bu aslen uzun bir entry olmak zorundadır, ancak sözlük yazarı, ne anlama geldiğini hala çözemediğim "yoğun cümle"lerle yazılmış entry´ler tercih ettiğinden olayı mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışacağım. şimdi moğolistan´dan edirne´ye kadar türkçe konuşarak taa çin sınırına kadar gidebilirsin. bu bölge de petrol da dahil herşey her türlü yer üstü ve altı doğal zenginlik "zebil" gibi mevcuttur. tabii batılı gizli servisler, oralarda da tıpkı "buralarda" olduğu gibi işbaşındadırlar. amaç türki devletlerin aralarını bozmaktır. tespit olarak, hiçbir zaman bir türki devletin bir diğer türki devletle savaşmasını henüz sağlayamamışlardır (bakınız iran ırak savaşını ama mükemmel bir şekilde çıkartabilmişlerdir). demek ki türklerin birbirleriyle bu batılı güçlerin pek anlamadığı derin bir bağlantısı olmalıdır.
almanya´da bugün 3. nesildeyiz, burada yaşayan türkler olarak (gerçi ben değilim, ama diğerleri hep öyle)...bir sürü üniversite öğrencisi genç kızlar falan vardır, bunlar neredeyse tek kelime türkçe konuşamazlar. hemen hepsi alman vatandaşıdırlar. yani "saçlarının rengi, ve yüz hatları" hariç baştan sona almanya´yla ilintili şahıslardır...hatta içlerinde bir sürü hiç türkiy´ye gitmemiş olanlar vardır.
ama almanya türkiye´yle maç yaptıgı zaman, hepsi kızılderililer gibi boyanıp türkiye´yi desteklerler... almanlar işte bunu bir "fenomen" olarak algılıyorlar, ve pek anlamıyorlar.
batılı stratejistler hep bir "gizli türk imparatorluğundan" bahsetmektedirler. türkiye güçlü bir devlet değildir, ama kazara birgün güçlü devlet olursa, arkasında allah´ın pek de cömert davranıp yer üstünü ve altını çok zengin kıldığı geniş topraklar da halen bugün de türkçe konuşulmaktadır. yalnız türkiye bunu tamamen unutmuş bir profil çizmektedir. ancak öyle kalması da batılı devletlerin güçlü durumununun bozulmaması için şarttır. türkiye birgün geriye bakıp, "yaaa ben habire avrupa avrupüa diyorum, beni 50 yıldır almıyorlar, alın avrupa nızı başınıza çalın" demesin diye, hem almayıp, hem de "alacakmış gibi yapma" taktiği peşinde olan avrupa´ya rest çekmesin diye yıllardır, uğraşmaktadırlar.
avrupa gazetelerinde devamlı okuduğumuz "türkiye´nin doğal mirası" budur. türkiye, çok zengin bir ailenin çocuğu gibidir, kendisine miras kalanı almayıp, herşeyi "kendi tırnaklarıyla" kazmak istemekte, ama işte bundan dolayı da bazen canı acımaktadır.
onu da geç, avrupa devletlerinde nereden baksan 10 milyon türk yaşamaktadır. bu adamların yüzde 80inin hali vakti yerindedir. iyi para kazanırlar. bu adamların bütün banka hesapları avrupa bankalarında yatmaktadır.avrupa´daki türkler işsizlik sigortası alsalar bile, kaçak maçak başka bir iş daha bulup maddi durumunu daha da iyi hale getirmeye çalışır, az mı çıktı tv´lerde adam işten çıktıktan sonra, kendisi, oglu, karısı hepsi kaçak çalışmaya başlamışlar...işsizlik sigortası da geliyo, kira da ödemiyo, mis gibi iş. hiçbirisi parasız değildir.
ama bu kadar adam, kaç yıldır, bir türlü lobileşebilmeyi başaramamışlardır.bütün becerebildikleri birbirlerine garez gitmek, kavga etmek ve saçmalamaktır.
oysa, arada bir almanya´da tırmandırılmaya çalışılan "türk düşmanlığı" konu edildiğinde bu ülkenin aklı başında gazeteleri almanya´da yaşayan türklere beslenen düşmanlığın sonuçta alman ekonomisini vuracağını, "türklerin alman bankalarındaki hesaplarını kapatmaları halinde alman ekonomisinin büyük ihtimalle çökme noktasına geleceğini" yazmaktadırlar. yapılan hesaplamalara göre, türklerin ellerindenin altındaki gayrimenkuller, taşınabilir ve taşınamaz mallar, hesaplardaki paralar, çok büyük meblalar tutmaktadır. ama gelgelelim almanya´daki soydaşlarımız cami yaparken bile, topladıkları paraları "yemenin" peşindedirler. birbirlerinin güvenini kazanacaklarına, birbirlerine olan düşmanlıklarını pekiştirmektedirler.
böylece de "bilmeden" diğerlerinin ekmeğine yağ sürmektedirler.
belki birgün bu "kafayı" değiştirmeye karar verirler.... sonuçta bütün dünya türklerden nefret etsindir, eğer türkler birbirlerine karşı yaptıkları sahtekarlıklara aldatmalara bir "ateşkes" yapacak olurlarsa bu türkleri zerre kadar etkilemeyecektir. zaten şu konumda bile, herkes işinin gücünün başındadır.
şimdi dünya bir küme. türkler de bu kümenin bir elemanı. bütün dünyanın türklerden nefret etmesi durumu türklerin de türklerden nefret etmesi durumunu meydana getirir.
sonuç: türkleri kimse sevmiyor.
ayrıldığı kadın arkadaşının evine saldıran,
kadını ve babasını vuran-olaya diğer aile fertlerinin de karışmasıyla savaş alanına dönen-onlarca kişinin ağar yaralandığı ve katilin vurularak öldürüldüğü olay yerinden manzaralar:
sen hiç beceriksizin, becerikliyi sevdiğini gördün mü?
sen hiç zayıfın, güçlüyü sevdiğini gördün mü?
kaçınız yoldan geçen havalı ve mutlu adam'a içinden küfür etmedi.
kaçınız iş yerinde idol olmuş çalışana içten içe nefret beslemedi?
kaçınız sözlük fenomenlerinin nick altını kirletmedi?
haah işte bu da öyle birşey.
ben hiç fareden nefret eden aslan görmedim.
ama gel gör ki farenin aslana olan nefretide, aslan için birşey ifade etmez.
tavşan dağa küstüğünde, dağın s*kinde olmadığı gibi.
avrupa'da altı ülkeye gittim bu yaz*. almanya hariç hiç bir ülkede türklere karşı nefret bir yana antipati bile görmedim. hatta yunanistan'ın durumunu gördükleri için acaip bir sempati de yok değil. almanya'daki de sadece antipati boyutunda. şimdi bırakalım bu milliyetçi provokatif zırvaları da televizyon izleyelim hadi.
yılların sermayesidir. 80 sonrası kaçan kürdü, komünisti, ermenisi, yunanı, yahudisi, rumu, hepsi kötüledi ve biz insanlara kendimizi anlatamadık, bunun için hiçbir şey yapmadık.
tanım: bütün dünyanın belki de marslıların bile türklerden, aslında insanlardan değil de imajdan (günümüzde rejimin olmasını beklediği 'boş adam'lardan) nefret etmesidir. geçmişteki göçebe savaş kültürü de çok sempatik değil tabi. hadi iyi akşamlar.
-hşşş, ne lan o sempati falan. bırak bu işleri dalgana bak yiyenim.
-siz türkler biliyor bilim, sanat, insan hakları, demokrasi?
-what dedin? muhaaaa, anlamadı espriyi. bırak şimdi ilim irfanı. hşşş you me drink vodka? you like turkish man? beybiii, üff.
-siz türkler biliyor totaliter rejim, militarizm, yobazlık, şoven milliyetçilik?
-var aq, olacak tabi mademki türküz gösterecez ürkeceksiniz avrupa! avruppaaağğğ avrupaağğğğ...