sadece iki zıt kudretin varlığına, birbirini dolaylı olarak tamamlayan karşıt yansımaların varlığına değil!
aynı zamanda ilahi nurun ve habis karanlığın varlığına da atıf yapar her bir din!
hangi dine mensup olursanız olun, her din cehalete, akılsızlığa, şerre karşı barındırdıkları nur kırıntılarıyla sizi kurtuluşa erdirebilir ve tükenmek nedir bilmeyen doyumsuzluğunuza yenik düşerek cennet-cehennem ilizyonlarıyla bu bedenlere hapsolabilirsiniz!
madde aleminin tanrısı ruhlarımızı büsbütün ele geçirip harcamak, tüketmek istese de,
ona karşı tek şansımız en kötücül insanın dahi içinde barındırdığı ilahi nurun ışığıdır!
yok olmaktan,
ölmekten korkuyor,
sonsuza dek yaşanacak yeşilliklerle dolu bir diyarın tahayyülüyle bu alemde kurtuluş tesellisi arıyorsunuz!
ne beyhude bi çaba!
yazık ki, ezelden ebede hiç sönmeyen, durmayan ışığın yok olmadığını ve fani madde alemiyle çürüyüp gitmeyeceğini bilmeyene!
yazık ki, karanlık arzularına yenilip, onun habis efendisine, ilahi nurun bedenine hapsolan suretini, kendi elleriyle teslim edene! onu canavarca hasletlerle yiyip bitirsin, tüketsin diye! geriye ta ki saf karanlık kalana değin!
iyiye yakın durur, kötüden kaçar, iyiyi sever, kötüden nefret edersiniz.
ışık sizi kendine çeker, karanlığın vaat tek şeyse sizi kayboluşa sürüklemektir.
karanlık, sizi ışığın gölgesinin bozuk suretiyle aldatıp yanıltabilir, milyarlarca insanı gaflete sürükleyen dini, mezhepsel, felsefi telakki ve teamüller gibi. ancak ilahi nur fani madde aleminin kısıtlı kudretine karşın, sizi bu çürümüş bataklıktan çekip kurtarabilecek, ve sığınılacak tek limandır.
başınıza bir felaket geleceği sırada, buna mani olmak için her insanı harekete geçiren haleti ruhiye ilahi nurun tecellisidir, tıpkı siz masumca yaklaşırken arkanızdan şeytani entrikalar çevirerek geleceğinizi fesada uğratmaya ve ayağınızı kaydırmaya çalışan şeytani aklın tamahkar telkinlerine hapsolmuş, karanlığın tesiri altında çürüyen et ve kemik torbaları gibi.