Bu iki kelimenin bahtı ortaktır yurdumda.Bürokrasi insanı yormaktadır ve sistemin basite indirgemesinde ki büyük engellerden birtanesidir.Basite indirgenemeyen sistem kitlenir çözümsüzlüğü doğurur. (bkz: yaşar ne yaşar ne yaşamaz)
devlet vatandaşının kendi öğrencisi olduğunu bilemeyecek kadar acizdir. sosyal güvenlik Kurumu, öğrenci olduğunuza inanmak adına öğrenci belgesi ister. bu yıla eğitim öğretim bandrolu bulunan yine devletin verdiği kendi kimliğine de güvenmez. Öğrenci belgesi ise mutlak surette elden alınması gereken bir müsveddedir, internet değil 20. yüzyılın modası olan fax makinası dahi çözüm değildir. zaten sosyal güvenlik kurumu da o kadar güvensizdir ki ıslak imza ister bu belgede. yani tatile gelirsin, hasta olursun ama devlet sana çözümsüzlükten başka birşey sunmaz. kırtasiyeciliğe, yani kağıt israfına bayılır. sınıfta kalmıştır Türk bürokrasisi yeni yüzyıldaki tüm iddiasına rağmen. hem öyle bir devlettir ki bu, vatandaşı soymakta bir numaradır. kurumları liyakata değil torpile dayanır. memuriyet rahata erişmek için araçtır. birde sosyal devlet olduğunu iddia eder. halbuki tek sosyal tarafı kendi ürettiği sorunlara çözüm üretmek adına bir bölgesinden toplayamadığı vergi yükünü diğer bölgelere yüklemektir. tiksinti verici bir hal almaktan öteye gidemez.
salla başını al maaşını sözünün çıkmasına sebep olan sistem hastalığıdır. bürokrasi; çalışmaya niyetli, hırslı ve hevesli sayısız insanı içine alır öğütür ufalar ve getirisi olan çözümsüzlük sayesinde salla başını al maaşını kişisi yapar.