büyük müzisyen addedilen fakat albümlerinde, inanması zor bir şekilde, kendinden çok daha başarılı ve kendisi kadar isim yapamamış (belkide halk tanımayı becerememiş!) müzisyenlerle çalışmak gibi bir şans yakalamış sanatçı.
bir müzik dehası..fikret kızılok'la beraber aynı ekolden gelmedir.söz yetmez onu anlatmaya..80'li yılların çocuğu olmama rağmen, ilk gençliğimin efsanevi müzisyenidir.99'da çıkmış olan Eski defterler şiddetle tavsiye edilir.şarkılarından bazıları değirmenler,şık latife,beni kategorize etme,pencere önü,bu su hiç durmaz,sensiz olmaz..aynı zamanda fikret kızılok'a çekirdek sanat evi'ni kurmuştur.
(bkz: bu su hiç durmazı) yazmıştır ya tamamdır! annenizin söylediği ninniden bile huzur veren bir ses varmış meğer şu dünyada... ara ara zuhal olcay'la konserler verir ayrıca kendisinin zuhal olcay'ın en büyük hayranı olduğunu her röportajında dile getirir.
zamanında Fikret kızılok un kurduğu çekirdek sanat evinde beraber çalışmışlar, ortak şarkılar derleyip konserler vermişlerdir.
Fikret kızılokun daha isyankar ve realist tarzına karşın, Bülent ortaçgil daha naif ve nesnel tarzıyla bi dönem iyi bir ikili oluşturmuşlardır.
Daha sonra anlaşmazlığa düşüp ayrılmışlardır.
bence T.C. de en kaliteli muzik yapanlardan biri.ayrıca kendisi, konserine gitmeyi istedigim sayili sahsiyetlerdendir.bence en guzelleri benimle oynar misin, olmali mi olmamali mi, sensiz olmaz.
"ben ne biliyorsam, nasıl yetiştirilmişsem onu yapmaya çalıştım. eğer erkan* gibi elazığ'da doğmuş olsaydım ve bağlama çalarak müzikle tanışsaydım, mutlaka başka olurdu. ama ben şehirde doğdum. türkiye'deki göç devinimi bu kadar etkileyici değildi o zaman. şimdi, doğuyla batının, kuzeyle güneyin birbirine girdiği, her an her yerde her sesin duyulabildiği bir ortamda şarkı yazan bir gencin bütün bunlardan etkilenmemesi düşünülemez. ama şarkı yapan insanlann azlığı söz konusu. türk pop müziği dediğin şey, beş-altı kişinin elinden çıkma bir müzik. kendi şarkısını yapan ve toplumun genel beğenisine uygun şeyler yapan insanlann çok az olduğunu biliyorum. hatta var mı yok mu, onu bile bilmiyorum. eğer olsa, artık o insanın bu tür bir kültür deviniminden dolayı, mutlaka o ögeleri kullanması gerekir diye düşünüyorum. ben yalan söylemedim, elime bağlama alıp da bilmemne çalmaya çalışmadım. sen istanbulsuadiye'deki bir apartmanın ikinci katında yaşayan bir çocuğun bağlamaya özeneceğini tahmin edebiliyor musun? eğer özeniyorsa, başka unsurlar ararım işin içinde. ama 70'ler, insanlann daha fazla müzikal deney yaptığı dönemlerdi. moğollar'ın yaptığı böyle bir şeydi. bu müziği avrupa'ya taşımaya niyetliydiler. ben, ne yaşadıysam onu söylemeye çalıştım. kentin müziğini yaptım. kentli olmanın milliyeti yok; hep bunu savundum."
muğla' nın bozburun beldesinde yaşar, değişik gitar teknikleriyle insanı büyüleyici bir insan olan erkan oğur'la birlikte çalışmaktadır. bu müthiş gruba son zamanlarda zuhal olcayın da katılmasıyla iice güçlenen bir müzisyen kadrosu vardır.
teomanla (ki çok güzel şarkıları olsa da kendisinden pek haz etmem) harika bir konser albümü yapmış usta sanatçı.her şarkısı dinlenecek albümlerden.albümün tracklisti ise şöyle:
hergece yatmadan en az bir saat alinmasi gerektigini düsündügüm sakinslestiricilerden birisi.harika sözler yazmistir.sarkilarini dinledikçe bir siir kitabi yazsada okusak dedirten, derinden etkileyen,sakinlestiren hayat boyu dinlenebilecek büyük insan.
1 mart 1950'de ankara'da doğdu.
ilkokula Ankara'da başladı ve daha sonra istanbul'a taşındı. istanbul Sultanahmet ilkokulu'nu bitirdi. Ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji'nde okuduktan sonra istanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'ni kazandı. Müzikle tanışması lise yıllarına dayanıyor. Mazhar Alanson'dan bir sınıf altta olan Bülent Ortaçgil, Maarif Koleji'nde sınıf arkadaşlarıyla beraber gitar çalmaya başladı. Kendi aralarında bazı gruplar kurdular. Farklı farklı isimlerle amatör müzik yapan bu gruplardan birisi de Damlalar ismini taşıyordu.
Bülent Ortaçgil o yıllarda The Beatles, Cat Stevens, Donovan ve Bob Dylan'ın tarzlarından etkilendi. ilk olarak Kimya Fakültesi'ndeyken Anlamsız isimli kırkbeşliğini yayımladı. ilk albümü Benimle Oynar Mısın'ı 1974 yılında kaydetti. Hala Türk pop tarihinin en önemlilerinden birisi olarak kabul edilen bu albümde Onno Tunç ve Ergun Pekakçan'la çalıştı.
Bu albümden sonra evlenen Ortaçgil, müzik kariyerine on yıllık bir ara verdi. Pfizer ve Netaş gibi şirketlerde Kimya Mühendisliği yapan Ortaçgil, Fikret Kızılok'la beraber bir süre Kadıköy'de Çekirdek Müzikevi'nde çaldı.
Ortaçgil - Kızılok ortaklığı 1986 yılında Pencere Önü Çiçeği isimli albümle sonuçlandı. Dört yıl sonra 1990'da solo kariyerine verdiği 16 yıllık aradan sonra 2. Perde albümüyle müzik piyasalarına geri döndü. 2. Perde'de Bülent Ortaçgil'in en önemli yardımcısı bütün enstrümanları çalan Onno Tunç oldu. Ertesi yıl Benimle Oynar Mısın'ın devamı olarak nitelendirilebilecek Oyuna Devam isimli albüm geldi. Bu albümde Ortaçgil, on yıl boyunca beraber çalacağı müzisyen arkadaşlarını da bir araya getiriyordu. Erkan Oğur, Cem Aksel, Gürol Ağırbaş ve Bülent Ortaçgil dörtlüsü bu albümde bir araya geldi. 1994'te Bu Şarkılar Adam Olmaz diyen Bülent Ortaçgil, 1998'de Light'ı, 1999'da Eski Defterler'i ve son olarak 2003 senesinde Gece Yalanları isimli albümünü piyasaya sürdü.
albümleri:
Benimle Oynar Mısın (1974)
Rüzgara Söylenen Şarkılar (1984)
Biz Şarkılarımızı... (1985)
Pencere Önü Çiçeği (1986)
2. Perde (1990)
Oyuna Devam (1991)
Bu Şarkılar Adam Olmaz (1994)
Light (1998)
Eski Defterler (1999)
Şarkılar Bir Oyundur (2000)
Gece Yalanları (2003)
tripli bir adam olması sebebiyle bende küçük bir sinir bozuculuğu olan, Bob Dylan'ı tanıdıktan sonra da benzerliklerini şaşkınlıkla karşıladığım fakat müzisyenliğine ve dünya görüşünün sağlam görünen bütünlüğüne saygı duymaktan öte imrendiğim kişi.
sesi huzur veren sözleri öğüt veren gerçek insan gerçek müzisyen gerçek sanatçıdır kendisi, zamanını aşan ve aşmaya devam edecek olan, her üniversite öğrencisinin şarkılarını dinleyerek hayata değişik bakmaya başlayacağı kişidir.
Şarkılarını çok seviyorum.Geçen senelerde Jazz Cafe'de sahne alıyordu.Şu sıralar Balance'da olduğu söyleniyor.Sahne performansı biraz donuk,gerçi bu büyük ihtimalle kişiliğinden kaynaklanıyor.Çünkü kendisi soğuk.Fakat kendini şarkılarına ve yorumuna kaptırdığında,boyut değiştiriyorsun.
Bülent Ortaçgil= mavi kuş o ne güzel şarkıdır öyle, sağol bülent abi
Mavi Kuş Her Daim Sarhoş
Biraz da Bize Kızmış, Onun için Hiç Yüz Vermiyor
Oysa Güzel Şarkıları Vardı Yıldızlara Denizlere
Ama Söylemiyor ki Bizlere
Susuyor.
Suç işlemiş Eller Gibi
Perondaki Boş Trenler Gibi
Ucu Görülmeyen Tüneller Gibi
Gel Hiç Üzülme
Salına Salına Uç
Ben Gelemem Ama Sen Git Biraz Dolaş.
Saksağanın Şakası Sandılar
Muhabbet Kuşları ve Papağanlar
Belki de Arkadaşındırlar
Kargalar Gibi Karaladılar
Kırlangıçlar ve Serçeler
Bize Biraz Yalan Söylediler
Çok Saftık
Zararsız Küçük Yalanlar Gibi
Yağmurdan Kaçanlar Gibi
Bütün Vapurları Kaçıranlar Gibi
Gel Hiç Üzülme
Salına Salına Uç
Ben Gelemem Ama Sen Git Biraz Dolaş
Mavi Kuş Sanki Bir Düş
Kaşla Göz Arasında
Geceyle Gündüz Ortasında
Sokaklar Bile Sokaklara Kesişir
Gölgeler ki Güneşe Bağlı
Biz ikimizde Öyleyiz
Ama Bilmeliyiz
Ağıramamış Aydınlıklar Gibi
Kireç Tutmuş Çaydanlıklar Gibi
Hiç Sevişmemiş insancıklar Gibi
Gel Hiç Üzülme
Salına Salına Uç
Ben Gelemem Ama Sen Git Biraz Dolaş
Mavi Kuş Her Daim Sarhoş
Biraz da Bize Kızmış