o zamanki yönetimin popüler kaygılara düşmesi sebebiyle hagi'ye yeterli tölerans sağlanamamış ve o sezon takım küme düşmüştü. inşallah aynı yönetim hatasına bülent kaptan maruz kalmaz.
raşit çetiner etkisiyle defansif açıdan çok da kötü bi takım olmayan bursaspor'un gelecek sezonda bu açıdan bir adım daha ileri gidip, az gol yiyen bir takım olmasını beklemekteyim. önemli olan bülent hocanın, erciyeste problemler yaşadığı hücum kanadında. zaten yeterli bir hücum gücü olmayan bursaspora, özellikle iç saha maçlarında baskılı oynamasını sağlayacak etkili bir ortasaha ve verimli bir forvet hattı gerekiyor. bu, ya yeni transferlerle ya da taktiksel değişikliklerle sağlanabilirse bu sene zar zor 10. olan takımın, seneye 5-10 arasındaki yeri garanti olur.
bursasporumuza antrenörlük yapsın diye getirilen eski futbolcu. lakin geldiği ilk günden itibaren taraftarla sorun yaşamaya çalışan, polemiğe giren bir havası var. şöyle ki; 2 sezon önce akçaabat sebatspor a antrenörlük yaptığı dönemde bursaspor'la maç yapmak için geldiği bursa'da bursaspor taraftarına küfretmeyi görev bilen mehmet kulaksızoğlu adlı bir antrenör bozmasını yanından ayırmayacağını defalarca kez belirtmiştir.taraftraın kulaksızoğlu na olan büyük nefretini bilmesine rağmen ondan vazgeçmeyeceğini söylemiş ve uzatırsanız bu işten siz zararlı çıkarsınız diye de bir tehdit savurmuştur. fakat iş bilmez bursaspor yönetimi buna tek bir cevap dahi vermemiştir.anlaşıldı ki bu işi yine taraftar olarak biz çözeceğiz.
bursa'da ilk görüldüğü yerde sağlamından sopasını yiyecek olan bursaspor yardımcı antrenörü * mehmet kulaksızoğlu nun üvey kardeşi ve şu anki antrenörüdür kendileri.kendisine küfrettirmeden ve yönetimi de kendiyle beraber kovdurmadan bursaspor'dan ayrılmasını beklemediğim eski gs. futbolcusudur.
halen erciyesspor tarzı bir takıma antrenörlük yaptığını düşünen kişi. *
--spoiler--
Galatasaray Genç takimindayiz Türkiye Gençler Sampiyonasinda bir üst gruba çikmak için Altay ile zorlu bir maça çikacagiz. Ancak ben maç öncesi 39-40 derece atesle yatiyordum. Erkan abi (Masör Erkan Kazanci) beni hastaneye götürdü, igne oldum bir süre hastanede kaldiktan sonra tekrar otele döndük. Ayakta duracak halim yoktu. Hem atesim vardi hem de üsüme geliyor zaman zaman titriyordum.
Maç saati yaklasiyordu. Hocamiz Bülent Ünder ve rahmetli Salih Bulgurlu bana "Bülent sen otelde kal. Dinlen" dediler. Ama ben israrla maçi seyretmek istedigimi söyledim. Hocalarimizda kulübede seyredeyim diye beni yedek listesine yazmislar. Ben de giyindim. Forma ve sortun üzerine iki esofman giydim. Onun üzerine de mont giydim.
Yedek kulübesinde zaman zaman gelen titreme yüzünden bir de battaniyeye sarildim. Yedek arkadaslar arasinda "Adali Bülent" diye bir arkadasimiz daha vardi. Adimiz karsimasin diye ona "Adali Bülent" diyorduk. Takimimiz 2-0 maglup durumdaydi. Bülent Hoca ve Salih Hocalar "Bülent soyun oglum" dediler. Kendimde olmadan bir de baktim soyunmusum, üzerimde ne battaniye kalmis, ne esofmanlar bir de baktim ayakkabilarimi bagliyorum. Kafami kaldirdigimda Bülent Hoca ile Salih Hoca'nin yüzleri ile karsilastim. Ikisinin de gözleri bugulanmisti. O zaman bende jeton düstü. Onlarin "Bülent soyun" diye "Adali Bülent" arkadasimizi kastettiklerini anladim. Öyle göz göze bir kaç saniye kaldiktan sonra, Bülent Hoca "Hadi Koçum" dedi sirtima vurdu ve sahaya çiktim. Skoru 2-0 dan 3-2 lehimize çevirdik. Ancak son dakikalarda bir gol daha yedik 3-3 oldu.
Penaltilarla Altay'i eledik ve bir üst tura çıktık. ..
--spoiler--
Galatasaray'in ve Türk futbolunun tarih yazdigi UEFA Kupasi finali.
.. Ve Büyük Zafer .. Ve dualarin gözyaslari ile karistigi muhtesem son. ..Iste Arsenal maçi ve kolu çikmasina ragmen kolu çikik bir sekilde karsilasmayi tamamlayan Cengaver'in yasadigi unutulmaz dakikalar.
--spoiler--
Arsenal ile oynadigimiz UEFA Final maçi futbol hayatimin en önemli maçiydi. Ülke olarak, takim olarak, motivasyon olarak inanilmaz bir heyecan, inanilmaz bir cosku yasiyorduk. "Avrupa'nin en büyügü biziz" diyorduk. Inaniyorduk ve bu inançla finale kadar geldik. Büyük heyecan ve cosku tribünlere de yansimisti muhtesem bir atmosfer vardi.
Hagi'nin kirmizi kartla oyun disi kalmasi hem oyun gücümüzü, hem de moral motivasyonumuzu olumsuz yönde etkilemisti. Dogruyu söylemek gerekirse endiselenmeye baslamistik.
Arsenal bir ara yüzde yüz bir gol pozisyonu yakaladi. "Tamam golü yedik" derken Taffarel fizik kurallarina aykiri bir sekilde inanilmaz bir refleksle topu kaleye girmekten kurtardi.
Iste o an "Bu maç artik bizim" dedim. Taffarel'in kurtarisi ile biranda maç sonundaki sevinç tablomuzu yasadim gözlerimin önünde. Arkadaslarima teker teker "Bu is bitti kupa bizim bu maç bizim" diyerek içindeki inanci onlara aktarmaya çalistim.
Zaten bu kurtaristan sonra onlarinda ayni hirs ve sonu gördüm. Maç uzatmalara kalmisti. Çok iyi savasiyorduk. Bir pozisyon sonrasi omzumda dayanilmaz bir aci hissettim.
Omzum çikmisti. Degistirelim mi diye sordular "Hayir devam edecegim" dedim. Ölsem bile hiç umurumda degildi. Futbol hayatimin "Rüya maçinda" bu rüyadan kimse beni uyandiramazdi.
Maç penaltilara kaldi. Taffarel faktörü ile "Bu is bitti kupa bizim" dedim. Artik bir an önce büyük sevinci yasamak ve kupaya sarilmak istiyordum. Takim arkadaslarimizla birbirimize sarildik. Kalp atislarimiz sanki tribünlerden duyulacak gibiydi.
Arsenal iki penalti kaçirdi. Dördüncü penalti için Pope gitti topun basina. Vurdu veee topu aglarda gördük...
Taffarel'in hayati kurtarisinda gözümün önüne gelen muhtesem sevinç tablosunun gerçegini yasiyordum. Ellerimi açarak "Allah'im sana sükürler olsun" derken hüngür hüngür agliyordum. Baktim ki Fatih Hoca da ellerini havaya açmis agliyor. Tüm arkadaslarim gözyaslari içinde sarmas dolas.
TV basindaki milyonlarin ayni duygulari yasadigini düsündüm o an. Onlarin dualari duyar gibiydim. Futbol hayatimdaki en büyük butlugu yasiyordum.
Sükürler olsun. Sükürler olsun.
--spoiler--
galatasaraya, her türlü fedakarlığı yapacak kadar aşık olan, galatasarayın hiç bir zaman unutmayacağımız efsanevi oyuncularından birisidir. ancak galatasaray o'na bir jubileyi bile çok görmüştür.
bir galatasaray taraftarı olarak, uefa kupası maçında kolu çıkınca tekrar oyuna dönmesinde rol yapma gibi bir şey var mıdır diye 7 senedir merak ettiğim büyük kaptan. birkaç sene sonra gsnin başında görmek isteriz kendisini.
Galatasaray'ın unutulmaz kaptanıdır. UEFA kupası finalinde omuzundaki sargıyla maça devam etmesi yüreklerimizi yaralamıştır. Gelmiş geçmiş en iyi stoperdir. Galatasaray'dan ayrılmak üzereyken aynı yerde koşu yapmıştık iki yıl önce. Hala deli gibi çalışıyordu. Yazları Burhaniye ARTUR tatil sitesinde geçirir yıllardır. Kaptandı her şeydi. Gönlümüzde yeri vardır.
hakan şükür'e 70 yaşına kadar "çok güzel futbolcu" demeye şartlanmış insanların 2 günde unuttuğu unutulmaz kaptan.
kendisi nur cemaati müridi değildi, bilmiyorum bunun etkisi var mıdır ama, galatasaray altyapısından çıkmış, yapmadıkları jübilesine kadar terinin son damlasını galatasaray için harcamış bir futbolcuydu.
"galatasaray'da bahçıvanlık bile yaparım" demiş, italya'ya kaçmamıştı o.
kayseri erciyesspor' da hocalığa başlayıp orda elde ettiği başarıyla Bursaspor'a transfer olan ,ancak dün görevine son verilen Galatasaraylı eski futbolcu. *
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçında kolu çıkmış halde, ' çıkmam bu sahadan ' deyişi vardır ki, inanılmaz. rekorların sahibi, galatasaray sembolü, yenilgiyi asla kabul etmeyen galatasaray efsanesidir.
gençlerbirliği'nin bu sezonki 3. teknik direktörü. futbolcuların özel isteği ile takımın başına getirildiği söylenmekte. bu hoca için olumlu bir durumdur kanımca. hoca oyuncu arasındaki uyum sorununun kısa sürede çözülmesini sağlayacaktır. tabi bunda zaten bülent'in * daha önce mesut bakkal'ın yardımcısı olarak gençlerbirliği'nde çalışmış olması da etkili olacaktır.
kısacası bu sezon çok istikrarsız bir şekilde giden gençlerbirliği'ne* ilaç olacaktır diye düşünüyorum.
