bülent ersoy'un o çok güçlü, çok müthiş, çok fevkalede sesiyle ve tartışılmayacak yorumuyla ezan okuması halidir. bir defasında dinlemişliğim vardı ki onu dinlemeyen ben şu hocadan şu hafızdan ezan dinledim dememelidir. o kadar güzeldi ki ben bile -çok da dindar biri olmayarak- hemen camiye koşup 22 yılın kazasını o gazla bir çırpıda kılmıştım.
aslında tüm minarelerden bülent ersoy hoca efendi'nin okuduğu ezan yayınlanmalıdır. hatta bakarsınız tüm islam alemi onu kullanır.
insanın "bu ne pehriz bu ne lahana turşusu" diyeceğini getiren bir hadisedir. yaşamsal seçimiyle islamın hiçbir alakası olmamasına rağmen yapılan lüzumsuzluktur.
yıllar önce ülke gündemini meşgul eden meselelerden birisiydi. zaten o dönemlerde ülke gündemini hasan mezarcı'nın kendini mesih sanması, büro koltuğuyla araba süren sarhoş adam, kibariye'nin annesi gibi sikko şeyler kaplıyordu.