çaldı mı?
çırptı mı?
milleti ayırdı mı?
edepsizlik mi yaptı?
üslubunu mu bozdu?
riyakarlık mı yaptı?
mevcut sıkıntıları dış mihraklara mı bağladı?
vatandaşa alenen yalan mı söyledi?
hakeza, vatandaşa hakaret mi etti?
bin küsur korumayla mı dolaştı?
saraylarda caka mı sattı?
liyakat unsuruna mı önem vermedi?
diplomasi falan dinlemeyip, semt apaçisi gibi ona buna gider mi yaptı?
şiir yazdı lan bu adam!
kartal'a bindi!
mütevazı bir hayat yaşadı!
bir kuruş para çalmış olsaydı şayet, zaten akp denilen virüs bunu kendi lehine zibilyon kez pazarlamaz mıydı?
sözüm ona efelik taslayanlardan ziyade haşhaşı da ektirdi, ayşe'yi de tatile yolladı bu adam!
ne demiştim?
şairdi bu adam!
aynı zamanda da mütevazıydı.
eşinin omzuna baskıladığı aziz ağırlığın huzuru ile, namusu ile göçtü ve gitti kara oğlan..
Dirilse mitingine gidebileceğim sayılı siyasetçilerden biridir efendim. Ecevit'in kurduğu hükümette kültür Bakanlığı yapmış olan merhum Ahmet Taner Kışlalı yazılarında onun fetö ile ilişkilerini eleştirmektedir.
Türkiyenin en mütevazi, en sade yaşam tarzına sahip ülke yönetme imkanı bulmuş lideridir.
Yaşlılığında başarılı bir başbakanlığı olduğu söylenemez ama efendi, saygılı, karşısındakini dinlemeyi bilen bir insandı.
Bülent ecevitin içkiden hoşlanmadığını ama rahşan hanımın da kendisinin de çok sigara içtiklerini duymuştum. Bu şekilde 97 yaşını görmek de büyük başarı.. **
Bugün ölüm yıldönümüdür Türkiyenin en dürüst ve mütevazi başbakanıdır umarım önümüzdeki yıllarda onun gibi korkusuz, mütevazi ve efendi siyasetçiler görürüz tekrardan Allah rahmet eylesin diyorum.
90'lar başı... anadolu üniversitesi... arkadaşların yanına gelmişim güzel sanatlara...
aa baktım ecevit... babam ecevitciydi 12 eylül dönemlerinde bile... neyse...
gittim bir iki laf ettim... önümden gidiyordu mal gibi adamın ayakkabısına bastım, düşmedi allahtan.
neyse kapının önüne çıktık fotoğraf çekilecekmiş... ben de izin istedim...
ulan çıktık dışarı... bir yanında büyükerşen diğer yanında ben, bilmem kaç tane koca koca adam, hoca vs.
bir yandanda bana bakıyorlar...sırıtıyom çünkü arada hele de tam yanında durduğum için... "kim lan bu pezemeng?!" diye içlerinden geçirdikleri belli bir bakış herkeste.
dur lan yolum eskişehire düşerse büyükerşenden istiyim ben o fotoyu, kesin vardır onda.
mercedes yerine renault safrane, fiat tempra gibi türkiye' deki fabrikalarda üretilen arabaları kullanan eski başbakan. Kendisi 2005 yılında mirasından gelen parayı diyanete bağışlayarak birçok kişinin hacı olmasına vesile olmuşur.
Zamanının Amerikan başkanı kendisine Afganistan ve Irak savaşlarında destek ver dediğinde ' benim siyasi kariyerim Türkiye'nin menfaatinden daha önemli değildir' diyerek red etmiştir, hasta olduğu için Amerikan başkanının yanında ayakta durdu diye senelerce aktroller tarafından hep gündemde oldu , ama ilahi adalet işte.
Bülent Ecevit’in, 15 Ekim 1982 tarihinde ikinci kez cezaevinden çıkarken bir gazetecinin ona sorduğu "Bundan sonra yine konuşur musunuz?" sorusuna verdiği yanıt.
"Herkes baskıya boyun eğseydi insanlık hâlâ dünyanın düz olduğunu sanıyor olurdu."
“Biz milliyetçiliği; sokak duvarlarına değil, Kıbrıs’ın topraklarına, Ege’nin deniz yataklarına yazmışız. Biz milliyetçiliği Batı Anadolu’nun haşhaş tarlasına yazmışız.”
Solun çıkardığı tek lider; başbakanlığınının büyük çaplı petrol krizlerinin, güçlü devletlerin koyduğu kitlesel ekonomik ambargoların, 1999 depremlerinin yaşandığı döneme denk gelmesi itibariyle şanssız bir politikacı. (Birer talihsiz dönemlere denk gelmesi, hak ettiği değeri malesef görememesine nedendir.)
Ecevit her halükarda rizenin trabzonun imam hatipli cahil varoş politikacılarını cebinden çıkaracak, demirel ve erbakana göre ise daha önde bir adamdı.
Erbakan gibi kitleleri din sömürüsüyle uyutup trilyonları götürmemiş, demirel gibi azeri kandaşlarımız ermeniler tarafından katledilirken ermenistana yardım kampanyası adıyla para toplamamıştır..