başbakanın önüne yazar kasa fırlatılması lan türkiye avrupa demokrasisiymiş o zamanlar adam başbakanın dibine kadar gidip yazar kasa fırlattı şimdi bırak başbakana cumhurbaşkanına yazar kasa fırlatmayı savcıya sert baksan atıyorlar içeriye.
politik ve siyasal etkinliği tartışılabilir, lakin; beyefendiliği, gösterişten uzak sadeliği, saraylar katlar yatlar edinebilecekken kıytırık bir ford transit minibüsü mobil ofise dönüştürüp makam aracı diye kullanması... bunlar türkiye’nin alışageldiği otorite seviciliğinin kaldıramayacağı idealist temsil anlayışıydı. gel gör ki, ülkemizde muteber siyasetçi/bürokrat; önünde el pençe durulan idarecilerdir. karaoğlan bizim neyimize? biz sert seviyoruz çünkü. bir diğer konu, ekonomi. eğer bugün bu ülkede milyonlar dış güçler zırvasına inanabiliyorsa, o zamanlar karaoğlan misliyle bu baskılara maruz kalmıştır. hem de öyle dışardan, endirekt yollarla nüfuz etmeye çalışan değil, bizzat abd tarafından resmen finanse edilen özel harp dairesi marifetiyle. kendisine iletilen suikast istihbaratına rağmen, koruma ordusu olmadan adım bile atmayanlara inat, elini kolunu sallayarak taksim mitingini yaptı binlerle beraber. kontrgerilla meselesine girmeye bile gerek yok.
demem o ki, elbette tartışılacak eleştirilecek pek çok konu var. ancak her hadiseyi kendi sürecinde, kendi gerçekleri ve şartları çerçevesinde değerlendirmek gerek. yoksa kimseye methiyeler dizmek gibi bir derdim yok. ama şimdikilerle mukayese edecek olursam; ......
2. OLARAK DA DiLiMiZE ÇEViRMiŞ OLDU BU MÜKEMMEL ŞiiR.
ADAM OLMAK
çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
ikisine de vermeyebilirsen değer
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
koyulabilirsen işe yeniden
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı-turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktada
sen dayanabilirsen tek
herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
dost da düşman da incitemezse seni
ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
her saatin her dakkasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum adam oldun demektir
Rudyard KIPLING
Çeviri:
Bülent ECEViT
HADi BiR DE KENDi SESiNDEN DiNLEYiP ANMIŞ OLALIM RAHMETLiYi.