çeşitli şarkıda türküde ötmemesi salık verilen, temel niteliğini icra etmesi engellenen mağdur kuştur.
bülbül: yeter amk ötücem.
bülbülün dipnotu: ayrıca üzerimden edebiyat geliştirmeyi bırakın. yok altın kafesteymişim yok derdine dert katıyormuşum yok can ayazdaymış kıştaymış yok yarin hastaymış bana ne lan ötüyoruz diye duymadığımız kalmadı. kendi halimizde yaşıyoruz amk.
türk erkeklerinde 50 den sonra uçamayan kuş çeşidi.
bunun için artık bülbül ötmüyor parçası yapılmıştır. gençlerimiz için ise bülbülüm altın kafeste parçası evlere şenliktir.
karatavukgillerden ötücü kuş. Ötüşünün güzelliği ile ünlüdür. Serçeden daha ince yapılıdır. Üstü kırmızıya, altı sarıya çalar kül rengindedir. Gagası ince ve sivri, kanatları küt, kuyruğu yuvarlakçadır. Korularda, çalılıklarda yere yakın yaşar, böcek ve tırtılla beslenir.
türk aşk motifinde kadını temsil eden gül'ün, uğruna ölen, aşkından şakıyan erkek versiyonudur. Birçok hikaye ve fasılda bülbül güle olan aşkını şakırken, gül ise soğuk duruşu ve kadının pençelerini temsil eden dikenleri ile umursamaz tavırdadır. Bülbül aşkından bas bas bağırdığı gülüne ne vakit konmak istese, dikenleriyle yaralanırmış. Birgün öyle büyük yara almış ki ölmek üzereymiş. Son kez hasret gidermek için gülüne konarken gül dikenleri ile bülbülün kalbini parçalamış. bülbül ölürken gül diye ağlamış. sonra bülbül orada can vermiş. Sonra gül bülbülün öldüğünü görünce sevgilisi olan kargayı çağırmış. Karga gülün dikenlerini koparıp onu yemiş.
Günümüzde de gül, bülbül ilişkisi hala sürmektedir. Kadınlar kargalarla solarken, birçok bülbül can verirde umursamazmış.
bursa nın yunanlılar tarafından işgal edildiğini öğrenen mehmet akif'in bu olaydan duyduğu derin üzüntüyü dile getirdiği şiiridir. bir haykırıştır. şiir boyunca bülbüle seslenilir. aslında bülbuül bir simgedir.
mehmet akif, kendi feryadını bülbülün feryadı ile özdeşleştirir. seninki de birşey mi benim acımın, üzüntümün yanında der.
gülün rengini kanından aldığı düşünülen ve güle aşık olan kuş. Pembemsi gül, kendisine aşık olan bülbülün kalbine dikenini batırmış ve sabaha kadar kanını emerek pembelikten çıkıp kıpkırmızı, mükemmel bir gül haline geldiği rivayet edilir.