afyonkarahisar'da ki 25 şehit için, orman ve su işleri bakanı veysel eroğlu'nun açıklaması. sıçtım sıvıyorum demek yerine isviçre'de isveç'te olmuyor daha çok çalışmalıyız demelisin. battı balık yan gider demek gibi nasıl açıklama bu?
bu nasıl bir rahatlıktır? milletin gözünün içine baka baka kafa geçer gibi konuşuyorsunuz.
Tanım: orman bakanının ormancı kafasıyla yaptığı açıklamadır.
ayıp amk böyle kazalar oluyomuş, yok yahu? acaba gerçekten bu kadar salak olabilir miyiz? ya iki taraftan biri salak ama hangimiz?
ya bizim bu kadar salak saçma açıklamaya inanıp susacağımızı zanneden onlar, yada hakikaten onların anlattıklarında ki mantığı anlayamayan biz!!!
şaka maka ne diyolarsa konuşuyoruz konuşuyoruz, sonra bakıyoruz ki onlar iktidar, biz sığır gibi konuşmaya devam, ölmeye devam, ağlamaya devam ediyoruz.
heralde salak olan bizim taraf millet, kimse yanlış anlamasında bu böyle.
Siz kendinizi Pakistanla bir tutyorsanız zaten dicek bir şey yok. Başta Türkiye büyüdü gelişti ekonomi şöyle iyi böyle iyi diyerek yalan söylemiş olduğunuzu kanıtlamış oldunuz. Hayırlı olsun yeni üçüncü dünya ülkeniz.
ölmeyi bayılmak sanan zihniyetin eseridir. Size dokunmayan yılan bin yaşasın. Pakistanda suikastten bakanlarda ölüyor. Seni öldürseler öyle desek ne dersin acaba sorusu sorulmalıydı kendisine.
öncelikle "bombaların emniyeti" sorunsalına değinmeleri lazım. mühimmat deposunda herhalde ki " bu bombalar patlasın, biz de ölelim" diye düşünmeyeceklerinden oradaki bütün bombaların emniyeti hem kapalı, hem de kilitli olur. emniyeti kapalı bomba patlamaz. bombaları sevk ederler oraya buraya, kamyonla, trenle... 1000 km yol gider, sallanır, sarsılır bomba, ama fünyesi off konumundadır. savaş uçaklarında bombasına göre bütün bombaları atmadan önce "aktive" ederler. o işlemi yapmazlarsa bomba patlamaz. yere düşer ama patlamaz. ikinci dünya savaşında almanya´ya atılmış, üstelik de aktive edilmiş bir sürü bomba , aktif olmasına rağmen patlamamıştır.
kazara öyle saçmasapan patlama olmaz. el bombası konusu da sıkılmış bir palavradan ibarettir. en sikimsonik tabancanın bile "emniyeti" vardır. tabancanın emniyeti açılmadan sen ateş edemezsin onunla.
kaldı ki güçlü bombaların emniyeti resmen dijital kodlardan oluşur. sen kodu bilmeden bombayı aktif hale getiremezsin.
el bombası mühimmat deposunda patladı diye, diğer bombalar patlamaz. milletle dalga geçmek o.
pakistanda da patlamaz. eylem o. emniyetsiz bomba imal etmezler, ederlerse, daha yaparlarken patlar. tamamıyla çelişkili bir yaklaşım. bir eylemi örtbas etme girişimi.
Bakanı bir kenara bırakmak gerekirse; ki biz onların böyle gaflarına alıştık artık; gazetecilerin ne seviyede cesaretsiz, korkak ve yandaş oldugunu gösteren cümledir.
böyle senin gibi köpekler olur, çıkar arada. eğitilmedikleri için şabalaktırlar. sokakta gezerler, elinde paket olan insanlara yavşarlar, mahallelerine kadar filan takip ederler. keşke belediyenin aşılayıp, kulağına kırmızı işaret taktıklarından olsaymışsın. kuduz etmezdin belki.
"böyle kazalar oldu biz mi olmadık dedik?
bunlar bir takım uydurma laflardır.
kazalar olmuşsa olmuştur olmamışsa olmamıştır.
görünen köy uzakta değildir."
Yahu her ikisi de atom bombası yapabilecek,uzaya uydu gönderebilecek teknolojik seviyeye gelmişken bu nasıl bir kendini beğenmişliktir ortaya atarsın.
Böyle kazalar oralarda olsa da böyle bakanlar, siyasetçiler ancak Türk milletine nasip olur. Örnek verecek bir ülke yok.
orman bakanı'nın beyanatıdır. ulan bu adam orman bakanı. bu adama mikrofon uzatmanız gerekiyorsa illa 2b arazileri ne oldu, göllerde su birikti mi, kışın tarım için ne gibi planlarınız var gibi sorular sorun adama. görev ayrımının amacı da budur zaten. ingiltere'de ya da ne bileyim batı ülkelerinde su işleri bakanına, ne olacak bu gettoların hali diye sorulduğunu düşünmüyorum.
