bölüm birincisi olan, genelde okulda asistan olarak kalır. üniversite hocalarının ne kadar kazandığı ortadadır. sonuçta okul birincisi olan kıt kanaat geçinirken, diğeri her halukarda birinciden iyi kazanacaktır.
üniversite hayatı boyunca hayatı dersten ibaret olarak görmemiş , millet finaldi vizeydi uğraşırken piyasayı öğrenmiş, iş çevresini geliştirmiş kişidir. bölüm birincisi müşteriyle iki laf edemezken bölüm sonuncusu adamın altındn girip üstünden çıkmış primin dibine vurmuşur. istisnlarıda vardır elbet
şaşırılmaması gereken durumdur. üniversitelerde verilen derslerin büyük bir bölümü günlük hayatta hiç bir işinize yaramaz. bölüm birincileri ise bunun bilincine varamadan varlarını yoklarını derslere adayıp üniversite hayatının onların sosyal gelişimine yapacağı katkıyı ellerinin tersiyle iterler. günümüzde işverenlerin aradığı en önemli özelliklerden * biri halk diliyle piçlik, fırlamalıktır. genelleme * yapacak olursak bu da bölüm birincilerinde pek bulunmaz.
teorimizi bir iddiayla sonuçlandıralım. eğer bir öğrenci üniversite hayatı boyunca okulu uzatmayı göze alıp, hiç bir derse gitmeyip onun yerine 4-5 senede iki dil öğrenirse bölüm birincisini maaşa bile bağlayabilir.
evet okul birincisi, üniversitede asistan olarak kalır ama işi, özel sektöre göre daha rahattır, özel sektör adamın bokunu cıkarır, vardiya olur,fazla mesaisi vardır. oysaki memurluk öyle mi dir? salla başını al maaşını demiş büyüklerimiz..
üniversitede görülen bir ton gereksiz ders yüzünden bölüm birinciliğini sallamayan tam tersine tadına varayım diyen, hayattan az da olsa nasibini almaya bakan insan evladının daha fazla para kazanma durumudur. en güzelidir 4 sene hem okuldan zevk alır, kendini çok yormaz hem de etrafında olup bitene kayıtsız kalmamaya çalışır. helal olsundur.
kendisi harvard da egitimini tamamlamadan dunyanin en zengini oluvermistir. lakin her zaman genellemeler yanlistir, son derece basarili bolum birincileri olabilecegi gibi bolumunu sonuncu bitirip hayatta da sican tipler mutlaka vardir.