hiç yaşamadığım ama yaşayanların çok acı çektiğine şahit olduğum hadiseye sebep olan küçük madde.
nasıl bir sancıdır ki bir kız ızdırabından bezip pencereden atlamaya yeltenir. allah vermesindir.
beş yıldır bir tanesinin bakım ve onarımını üstlenmekteyim. lazer ile kırdırma kararı aldık kendisini. artık düşürmekten bıktım. çekilen acıya dair bir şeyler yazmayacağım bakınız önceki entryler.
kardeş karamsar deme de hiç bir çaresi yok. 14*12 mm
koskoca kadını, işlek bir cadde kaldırımın kenarına oturtup ağlatacak kadar müthiş acı veren taştır. o menem ağrı başladığında günde 3-4 kez hastaneye taşınıp duble ağrı kesici iğneler kalça kaslarınızdan içeriye doğru zerk edilse de kesin çözüm değildir ve etkisi geçtiğinde saç baş yoldurmaya yine devam edecektir. eşkina balığının kafasından çıkan taşı, zeytinyağ ve limon ile harmanlayıp bir kaç gün beklettikten sonra içilmesi halinde böbrek taşının düşmesine faydalı olacaktır.
son bir haftadır duvarlara tırmandıran agrının ardından. c.tesi gecesi 4 gibi ambulansla zor yetiştim hastaneye. agrıya eyvallah bi şekilde aglaya zırlaya dişi sıkıp çekiyorum ancak agrı ile beraber mide bulantısı nefes sıkışması insanı ölücem az kaldı moduna sokuyor. röngen,ultrason,idrar tahlili çekindim 6mm sol böbrekte taş tespit edildi, salata doktor halen sulu böbrek röngeni istedi yarın onuda çekinecegim. 6 saattir 8tane hap içtim, 3 litre su içtim yarınki röngene hazırlanıyorum aç karnına. sabaha kadar agrımasın diye uyumamayı düşünüyorum, aç susuz bide agrı başlarsa bayılır giderim ben. genelde uyku modunda başlıyor agrı. günde 4 igne vuruldugum oldu. kalçalarım delik deşik. açıkcası boku yedim ben.
5 gündür çocuk gibi aglamama neden olan agrı. gece yatarken tutuyor genelde, belirdigi gibi hemen araç'a atlayıp uludag ünivetsitesi acil servisinde alıyorum solugu. hemen surum ve saglam agrı kesici igne vuruyorlar 1 saat kadar acilde yatıp eve dönüyorum. ardından 2 gün sonra yine agrı başlıyor , aynı tedaviye devam ediyorum, günlük kaç şişe su içtigimi , ne kadar hoplayıp zıpladıgımı sayamıyorum, tek bildigim bu agrı admı anasından dogduguna pişman ediyor. insanın nefesini kesiyor, kendimi sıkmaktan kusuyorum ,nasıl bir illet taştır bu.
diyabetin ve prediyabetin erken dönem komplikasyonlarından biridir..
harvard üniversitesi'nde yapılan faz 3 çalışmasında böbrek taşı sorunu yaşayan kişilerin önemli bir kısmı prediyabetiktir..bu kişilerin 10 sene içinde ''aşikar diyabet geliştirme riskleri'' ise yüzde 80 oranında artmıştır normal popülasyona göre..
bu tür bir sorun atlatanlar iyileştikten sonra muhakkak oral glukoz tolerans testini(ogtt) yaptırsınlar..
test sırasında herhangi bir zamanda kan şekerleri 140 mg/dl seviyesinin üzerine çıkıyorsa,anlasınlarki asıl sorun işte budur..çünkü 140 mg/dl üzerine çıkan kan şekeri değerleri olduğu zaman genelde böbrekte glukozüri olayı başlar..çünkü renal eşik artık aşılmıştır ve fazla kan şekeri böbrek tarafından idrarla atılmaya başlanır..böbrek bunu yaparken zaman içinde hasar görmeye başlar..tübüllerin filtreleme gücü azalır ve kandaki atık maddeleri yeterince süzemez..zamanla bu maddeler böbrek tübüllerinde ve nefronlarında birikerek taşlara,kumlara ve kristallere neden olur..dikkat edilmezse böbreği pert edebilir..
kişilerin glukozüri sırasında herhangi bir şikayetleri olmaz genelde..dolayısı ile ''sorun yok'' sanıp, yanlış beslenme alışkanlıklarına devam ederler..sorun iyice büyür ve neticede böbrekte kum,taş vb sorunlar ortaya çıkar..
diğer nedenler:
** hiperkalsemiye neden olan metabolizma hastalıkları(paratiroid vs..)
** ürik asit artışına neden olan sistemik hastalıklar ve maligniteler(kanserler)
** aşırı alkol veya kafein tüketimi
** aşırı tuz tüketimi ( gıdalarda yeterince sodyum vardır,ekstra sodyum alınmamalıdır..)
** unlu ve şekerli gıdaların sıkça tüketilmesi
** diyetle yüksek miktarda kalsiyum alınması
** B12 eksikliği
** D vitamini eksikliği yada fazlalığı
gibi birçok neden de ''böbrek taşlarına'' neden olmaktadır..
Böbrek taşlarında muhakkak ''taşa neden olan ana sebep veya altta yatan esas hastalık'' teşhis edilmeli ve ona göre tedavi düzenlenmelidir..
bu şerefsiz taş ne insanı yerınde durmasına ızın verır ne hareket etmesıne. ultrason cihazıyla taşın büyüklüğü ve yeri tespit edilir.
akabinde doktor bol bol su içmenizi, günde bi saat koşmanızı zıplamanızı ister. bol bol yanma hissedersiniz taş idrar yollarına inmiş ise. boyutu 0,7 mm den küçük ise zor da olsa düşer.
fakat daha büyükse genelde ameliyat ile sonuçlanır. ama böyle bir ağrı yok amk. yediğim iğnelerin haddi hesabı yok. göt delik deşik oldu. neyseki düştü de kurtulduk.
cehhennemin fragmanıdır kendileri.
ileride bu hastalığı yaşayacak kişilere birkaç tavsiye vermek istiyorum.
+Yanınızda mutlaka biri olsun (büyük ihtimalle ölmeyi bu ağrıya tercih edeceğiniz için size engel olmalı)**
+bütün kesici delici zehirleyici alet edevattan son derece uzak durun.*
Doktora ilk gittiğiniz zamanda "bu ağrı bizim tek verimiz onu yok edersek teşhis koyamayız" diyerekten taş olduğu kesinleşene kadar ağrı kesici vurmuyacaklardır.hatırlatmakta fayda var azizim böbrek sinir bakımından en yoğun bölgelerden biri varın ağrıyı siz tahmin edin
böbrek taşı insanı öldürmez de güldürmez de.kırma aşamasında doktor: "2000 kere vurmak yeterlıydı ama 500 de kendımden vurdum." eyvallah be hacı sağol!!!
şimdi kimse darılmasın, yakın dönemde yaşadım biliyorum. bu meret resmen adam sikiyor. hani bir zenci gelse de aralıksız 50 saat falan kanırta kanırta... ehem neyse işte ancak o zaman anlayabilirsiniz. 185 boyda 80 kiloluk fit bir adamı yerlerde süründürür, hatta caferin deyimiyle sürüm sürüm sürttürür bu meret. taş düşürürken yaşanılan hadiseler ise düşündürücüdür. mesela sabah ereksiyonunda ufaklığın her zamankinden iki kat fazla büyümesinden tutun da uyurken bile şişlendiğinizi hissetmek gibi.
kan işemeye, pıhtı çıkarmaya, rahatlamak için kusmaya çalışmaya o kadar alışırsınız ki "rabbim böyle mi bundan sonrası?" der durursunuz. ama bir gün o da ne? lan şarladı gitti hiç böyle kolay işemiyodum, dur ılık su içeyim de bir daha işeyeyim dersiniz. ikinci idrarda ise 1.2 cmlik mal bir şey çat diye düşer. tabii ki alırsınız.**hemen doktora gidilir. doktor derin bir oh çeker. taş da bir güzel çekiçle ezilir.
burdan çıkarılacak ders taşı olan adam dayak yemişten beterdir. kavgada fala da acı eşiği yükselmiş olacağından sikertir. yalnız her fiziksel acı gibi unutulur bir süre sonra.
dünyanın en ağır sancısını çekmenize sebep olan taştır.
hani derler ya allah düşmanıma bile vermesin evet hakikaten vermesin.
sancı geldiğinde yer ve gök başınıza geçiyor ve hayattan kopuyorsunuz resmen.
