bana sadece 2 saniyeliğine gelip gittiğinde öteki dünyadan uyarıymışcasınaydı ve yaşama gayemi tekrar hatırlattı. öyle böyle değil arkadaşlar bakın 2 saniye diyorum, yemin ederim fani dünyanın boş olduğunu hissettiriyor, ateisti inançlı yaptırır şerefsizim.
bir küfür olarak 'böbreği ağrıyasıca' ve yahut 'umarım üç vakte kadar böbreğin ağırır' denebilecek kadar şiddetli bir ağrıdır. insana hayatı sorgulatır. belinizde sekiz kat havluyla michelin'in lastik adamı gibi dolanmanıza yol açar.
yeni tanıştım kendisi ile.
şimdiye kadar tanıştığım için lanet okuduğum nadir şeyler vardır.
böyle 2 metre boyunuz olsa, izbandut gibi yapınız olsa, mercimek kadar bir kum tanesi yeter sizi yerle bir etmek için.
o yüzden çok esip gürlememek lazım.
üniversite yıllarında bir diş ağrısı çekmiştim. sanıyordum ki hayatta çekilebilecek en büyük ağrılardan 2.si. doğum sancısı diyenler hep 1. sıradalar sağolsunlar.
yok abicim yokk, bu öyle böyle değil.
bana deseler ki bu ağrın geçecek alaska'da donla gez; gezerim. o derece.
düz duvara geri geri tırmanmak nedir şimdi öğrendim.
(sözlük abazaları bunu böbrek ağrısı çekmeden başarabiliyorlar bilirler nasıl bişey).
Saat 5 sularında cinsimi sikmek suretiyle hayatima giren ilginc tecrube.
Ne bahasina olursa olsun hastaneye gitmeliyim kafasindaydim. Belime ve karnima yayiliyordu resmen virusmuscesine. Sonra yarim litre kadar su ictim kendimi zorlayip ve corap giydim.
Böbrek hastalıklarından gıda maddelerini sorumlu tutmak doğru değilmiş. Burda yazılanlardan sonra olmasa bile yaşanmış gibi olmuştur. Biri de şunu yapin da başınıza gelmesin yazmamis allah belnizi vere.
Yaklaşık 11 yaşındayken çektiğim ağrı çeşidi. Bir de bunu diş ağrısıyla beraber yaşadım. Yatsan olmaz yürünmez yemek desen ağlamaktan yiyemezsin bile.
Sonra bir gün babam dedi ki bari özele gidelim acilde iğneyle olcak şey değil bu.
Gittim özele ne yaptılar, verdiler elime 2 litre su, Bunu iç. Serum falan taktılar 300 tl alıp geri yolladılar sadece 1 saat için. Bir de gelip bakmadılar bile basit bir ağrı kesici serum taktılar sadece.
Ertesi gün ilçenin şu an kapanan devlet hastanesine gittik böbreklerin susuz kalmış meğersem. Günde en fazla 2 bardak su içerdim o zamanlar. Tabi şimdi öyle bir şeyi asla yapmam. 1 hafta kaldım orda serumlar, ilaçlar, her gün düzenli iğneler...
Çok zor.
Böyle tam sokakta oynarken bir sancı girerdi belime olduğum yere yığılır kalırdım. Gece yarısı uyanıp ağlaya ağlaya tekrar uyuyakalırdım. Bazen de diş ağrısıyla beraber gelirdi ki o daha fena.
SAbah sabah evveliyatımı siken ağrı olmuştur.
acı çekmeyen tek bir hücrem dahi kalmadı sanırım koca bir serumdan sonra bile geçmedi. yarın üroloğa yolum var belli. deneyimli bir arkadaş mesaj atarsa soracaklarım var kendisine.