karnı acıkmış, ama ne yiyeceğini bilmeyen kişinin buzdolabını açarak, "ne yesem, ne yesem, ıh pasta olmaz, o çok bayat, canım erik de istemiyor, yumurta mı kırsam acaba? dünden kalma tavuğu mu yesem, ne yesem, ne yesem" diye düşünmesidir.
fırının yada başka bir cihazın önünde ne yesem diye düşünmekle bir farkı olmayan ancak buzdolabının içindekilerden hangisini yesem anlamında düşünüldüğünde hedefi daraltıp seçme şansını arttıran düşünce şekli.
genelde eyleme geçirilemeyen düşüncedir.
buzdolabı açılır, uzunca bir süre karşısında dikilip düşünülür, sonrada "amaaaan kim uğraşacak" denilip dışarıdan sipariş verilir. *
bu gün ne yesem... hımmm..
aman ya hep aynı, hep aynı!
nerde şu pizzacının telefonu?
anaa telefon kapalı, tabii borç !!
neyse ben tırnaklarımla yetinirim şimdi ne de olsa yabancı değil..
aman allah vermesin derttir.. sol frame'e tasindigi iyi olmustur, lakin ancak toplu halde cozum bulabiliriz bu sorunsala.. benim gozumde kendisi, akmayan trafikte cisi gelmek kadar onemlidir en az.. yaziniz, yazsinlar.. bilgilenelim.. *
sürekli kalmış yemekleri tencere yıkama amacıyla bir tabağa aktarılıp acıkınca biri yer umuduyla buzdolabına konulduğu, akabindede haftalarca orda unutulduğu bir öğrenci evinde düşünme ımkanının olmadığı durum. kapak açıldığında içerden öyle bir koku gelir ki, değil ne yiyeceğini, o anda nerde olduğunu bile unutursun. bu tur kazalara uğramış arkadaşları hemen iki üç kişi balkona çıkartıp temiz hava alması sağlanır, o anda aksilik ya, evde o kişiden başka kimse yok ise ve kişi o kokuya uğradığı şok neticesinde 5-6 saniye maruz kalırsa, telafisi mümkün olmayan bir sakatlığa uğrayabilir. aman ha, dikkat!
televizyon karşısında geçen saatlerin ardından açlık içgüdüsünü bastırmak üzere binbir güçlükle buzbolabının önüne gelebilmiş uyuz şahsiyetin davranış biçimi.
annenin "sokak kapısı sanki, ne açık tutuyorsun, al ne alcaksan, zaten hiçbir şeyin kıymeti yok senin gözünde,tabii sen kazanmıyorsun ya parayı"... diye bitmek tükenmek bilmeyen söylenmelerine vesile olabilecek eylem.
(bkz: nerden nereye)
düşünmekle fazla vakit kaybedip buzdolabının kapısının açık kalma uyarısını duyduktan sonra ve ardından annenin 'kapat şu dolabı' uyarısını aldıktan sonra sonuçsuz biten durum.
insanın kendisini ve iradesini geliştirme eylemi.karar verme sürecinin ne kadar önemli olduğunu göstermesi bakımından mükemmel bir örnektir.. muhtemelen zaten yemekten yeni kalkılmış, can sıkıntısından gene mutfağa gidildiğinde gayri ihtiyari o kapak açılmış ve pandora her tarafa saçılmıştır. şimdi önümüzde iki büyük sorun vardır: yer olmayan mideye açılan kapak boş çevrilmez mantığıyla birşeyler tıkıştırılmalıdır, ikinci sorun ise birinci şıkta gizli olan midede boş yer olmaması sorunudur. bu sorunun çözülmesi hayli uzun ve meşakkatli bir çalışma gerektirirken bir taraftan bünye sürekli engellemelerle karşılaşmaktadır ki buradaki sorun da evdeki anne bünyenin "birşey yemiceksen kapat şu kapağı, habire bozuyorsunuz bu yüzden buzdolabını" şeklindeki iddialı sözleridir. bu nedenle oradaki sınav hayli çetindir ve bu yüzden buzdolabının kapağı açılmadan önce dikkatli düşünülmelidir.