bu gece yaşadığım durumdur. evin bir süredir boş olması, dolabın içini de yalnızlığa itmiştir. gecenin bir vakti kalkar giderim mutfağa. bir ses gelir, karnımdan. sanki sinirli gibidir o ses. dolabın kapağını açmamla dolabın içinde ışık parlayıverir kısık gözlerime. dolapta bir sadelik vardır. kar gibi beyazdır dolabın için. yürü lan, kokereççiye falan gidelim, derim kendime. anahtarı da alır, giderim bir onluk alıp cüzdanımdan.
o anda kafasında çok düşünce dolaşan insan davranışıdır. buna benzerini ben sabah yaşadım. cep telefonunun kulaklığını kulağıma takıp, başladım yürümeye lakin, anca durağa geldiğimde radyoyu çalıştırmamış olduğumu farkettim. 5 dk boyunca kulağımda kulaklık sessiz bir şekilde yürümüşüm...
sıcak yaz günlerinde evine klima taktıracak parası olmayan bir insancık da yapabilir bunu. açar kapağını buzdolabının kafayı da sokar boş boş bakarken bir taraftan da serinler.
açlıktan deli gibi kazınan midenizi doldurmak için açıp bakılır ama yiyecek birşey bulunumaz "hay .mına koyim kim bitirdi tatlıyı" diye hıncınızı dolaptan çıkartmanızda olasıdır. eğer üşenmezseniz sizi bu boş bakışlardan yumurta rafındaki yumurtalar kurtarır, kır, pişir ye.
can sıkıntısından kendini yemege veren bunyenin içerisinde o an için tuketebilecegi gidayi arama durumudur. Her seferinde hafizayi resetleyip tekrarlar bunu. Nedeni ise hiç bilinmez.
-Boş olduğunu bile bile yine de çaresizlikten tekrarlanan eylem.
-Her defasında dolabın boş olduğu, bile isteye akıldan çıkarılmış ve bir ümitle sergilenmesinin ardından dolabın hala boş olduğunun hatırlandığı eylem.
sigara bağımlılığı gibi bişey; aç olsanda tok olsanda buzdolabının başına gidilir aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya olmak suretiyle boş boş bakılır ve çoğunlukla bişey yemeden dönülür. bir çeşit pasif ev jimnastiğidir.
sık sık birşeyler yeme ihtiyacı hisseden insanlarda, karnı acıkıp ne yiyeceğini bilememe durumunda vuku bulan,ama kimi zamanlarda eli ve dolayısıyla midesi boş geri dönmeye kadar giden,aç bir insana umut aşılayan eylem.