gece üç sularında eve gelinir. bir şeyler atıştırmak istenir tam mutfağa girildiğinde elektirikler kesilir. yere bastığınızda bir ıslaklık hissedersiniz sonra eğilir telefonun ışığıyla bakarsınız.buzdolabının etrafında ki kanları görüp "noluyo lan" dersiniz. ve buzdolabını açtığınızda kardeşinizin gözleri oyulmuş dili dışarı çıkmış kellesiyle karşılaşırsınız.
en yakındaki sivri uçlu herhangi bir alete veya bıçağa sarılmak yapılması gereken en mantıklı harekettir, zira tehlikenin devam edip etmediği kesin değildir, acı sona saklanmalıdır.
böyle bir olayı aklına bile getirip derhal unutmuyorsa bir de bunu şakasına olsun diye dahi başlık olarak sözlükte paylaşıyorsa, o yazarın psikolojisi zaten bozuktur.
katiller, psikopatlar, işkenceciler, tecavüzcüler 3 kollu 2 kafalı falan değil, işte bu adam gibi normal görünen, yazarlık yapan, aramızda dolaşan insanlar. dikkatli olmak gerek.
büro tipi bir buzdolabına sahip olan insanın yaşayamayacağı durumdur. iç hacim yok denecek kadar azdır bu dolaplarda.
diğer yandan oldukça uçuk bir fantezi olmuş, gece 3... mutfağa girildiği gibi elektriklerin kesilmesi... dolapta kesilmiş bir baş...hem de kardeşin...
dikkat edilmli... zira elektriklerin gitmesi tesadüf olmamalı... katil halen evde bir yerlerde...
not: süper film olabilir bu başlangıçtan. ilgili yazarlar! gelin geliştirelim. *
ayrıca, kardeşinin kesik kafasından malzeme çıkarma derdinde yanıp tutuşan yazarların da kafaları kesilip götlerinin dibine konulmalıdır ki, o götlerini uzun uzun seyretsinler.
bir an önce bir uzmana görünmesi gereken yazarın burada kardeşine olan kinini klavyeye alması ile başlayan psikolojik tramvayı anlatır, sonucu zavallı kardeşin uykuda iken boğulması ile son bulabilir, kafa kesmenin yanında göz oyma hayra alamet değil.