benimdir. hatta hayatımın geri kalanında başkalarına da yapacağım iştir.
görülmesin diye sarelle dolabın en arka kısmına konulur önü peynir zeytin turşuyla kapatılır. kardeşiniz evde sarelle olduğunu bilse de göz önünde olmadığı için aklına gelmeyecektir. sizden önce bitirmesine imkan yok. o yokken de zaten rahat rahat yersiniz. diyelim ki sarelle nin dibine yakın yakalandınız, gördü sizi ve sarelleye doğru koşmaya başladı. hiç heyecana gerek yok. kaşığı yaladım deyip olanları izliyoruz. benimkinin tepkisi hep:
-yaaaa sen görürsün babama yenisini aldıracam hepsini de ben yiycem, olmuştur.
abinin kaşık kaşık yediği sarelleye özenen kardeşin yapacağı davranıştır. abi yer yer sonra dolaba saklar sabah da yiyeyim diye. ama sabah kalktığında o kutu boştur. kardeş kaşıklamaya o kadar dalmıştır ki bittiğinin farkına anca bittiğinde varmıştır sarellenin. napıcanı bilememiş boş kutuyu aldığı yere koymuştur. ancak bu sadece ertesi gün yiyeceği dayağın şiddetini arttırmıştır. ama olsundur. ertesi gün dayak yemezse o sarellenin tadı çıkmazdır. evet gerçekten de aradan geçen 10 sene sonunda tadı çıkmıyordur.
bir benzeri de, rafta duran nutellayı bitirip yine aynı yere koyan kuzendir. kaşığı da kavanozun içinde bırakmıştır kimi zaman, o da yüzsüzlüğün dik alasıdır.
ah be yavrucan, yedin tamam, niye yedin mi dedik ki götürüp aynı yere koyuyosun? bir hevesle nutellaya doğru hamlede bulunup elime aldığım kavanozun boş çıkması, içinde de küfür eder gibi kaşık görmek ne acı biliyo musun sen? ablanın bağımlı olduğunu bilmiyo musun evladım sen, hı?
ne güzel kardeş, ne sevimli kardeştir o. kızılmaz, kızılsa bile yalandan kızılır. bunlardan sevimsiz olanı yoktur. sevimsiz olsa cesaret edemez kaşıkla dolaba dalmaya. sarelle gibi tatlıdır.