başlık sınırına takılmasaydı tamamı "evinde buzdolabı olmayan birine 10 kilo kurban eti vermek" olacaktı, olamadı.
ne olursa olsun, kim ne derse desin çok sevaptır;öyle böyle değil acayip sevaptır,hatta o kişi ya da ailenin o eti pişirecek kap kacağı, fırını tüpü bile yoksa çok daha sevaptır. bir de bunun yanında sırtına geçireceği doğru dürüst bir hırkası, ayağına soğuklarda giyebileceği bir ayakkabısı, eğer tedavisi masraflı bir hastalığı ve o masrafları karşılayacak geliri yok ise bir de; birine yapılabilecek iyiliklerin en üstünü yapılmış demektir.
artık bunu gören ve duyanlara ve 10 kilo eti alana da allah kabul etsin demek düşer.
fakir fukarayı sadece ramazanda ve kurban bayramında hatırlıyanların yaptığı iştir, gerçek müslüman komşusu açken tok yatmaz, müslümanlığı geçtim insan olan duramaz.
kanı akıttık, etin en güzel yerini kendimize aldık kemiklilerden verin gitsin dinimiz amin.
buzdolabını, daha önce verilmesi gereken zekat veya sadaka parasından almalıydı o vatandaş. ama komşuları, akrabaları, arkadaşları arasında bulunan zengin kimseler demek ki bu vatandaşa gereken ve emredilen yardımı yapmamışlar. daha açık bir ifade ile, eksikliğin ibadetten, dinden değil, tam tersi bu emirleri kaale almayan, eksik yapan, bir kısım din düşmanının ve şeytan hizmetkarlarının ayartmalarına uymaktan geldiği görülmektedir. yani suç bireyselmiş. kurumun emrini yerine getirmemekten kaynaklanmış.
o halde, buradan din düşmanına ekmek çıkmaz.
diğer yandan, bir kaç dal odun ve bir eski tencere ile, bu etin dolap olmadan da bekletilebileceği, kavurma şeklinde de muhafaza edilebileceği neden akla gelmiyor, bu da gariptir.
kısacası; çok güzel bir davranıştır, 10 kilo et az buz gıda değildir.
10 kilo et veren insanı eleştirme adı altında islamiyete inceden giydirmeye çalışan amık söylemi. ulan o kadar insancılsınya acaba aklı firari saldırına alet etmenin dışında sen ne yaptın o aile için düdük! madem o kadar düşkünler ve sen bunu biliyorsun. neden hala o kadar düşkünler? sonra yok 10 kilo et vermiş yok ebesinin amı olmuş.
nerde o hayırsever insanlar.. artık herkes kendine müslüman. kurban kesip 7 kapıya dağıtmak gerekir ama millet etimiz gitmesin onların yiyeceğini çoluk çocuğuma yediririm mantığında...
eti alan kişi eti balkona koysundur, hava yeterince serindir. Veren kişiye buzdolabının olmadığını söyleyip teşekkür ederek bu yardımı geri çevirsindir. Olmadı eti pişmiş olarak alabileceğini söylesindir.
(bkz: demokraside çareler tükenmez)
buzdolabı elden düşmede olsa çoğu evde bulunur, ayrıca 10 kilo et zaten bozulmadan 10 gün içinde balkonda muhafaza edilip tüketilebilir, et başlı başına bir yemektir, garibanların miğdeleri birazcık et görüyor kaynakçı gözlüğü ile olaya yaklaşıyorsunuz.
geçen seçimlerde buzdolabı dağıtılmıştı buna karşılık başlık şu formattaydı
elektiriği olamayan köye buzdolabı dağıtmak.
bunun üzerine elektirk üretmek üzere kurulmaya çalışan nükleer tesis için açılan başlık şu formattaydı
dünya nükleer enerjiden vazgeçergen nükleer santral kurmak.
yahu 1400 yıl önce kurban kesmek için böyle şeylere gerek yoktu sanırım.
herhangi bir şekilde, kıvırmalar dışında mantığı bir türlü anlatılamayan bir eylem.
karşısında duran temel argümanlar şu çerçevede:
- o buzdolabının zekat ve sadakayla alınması gerekirdi, vermeyenlerin hatasıdır böyle bir durumun ortaya çıkması.
- ayrıca o eti saklamak için başka yöntemler de kullanılabilir.
+ iyi de niye vermiyorlar, yüzde 99'unun (!) müslüman olduğu bir toplumda neden çoğunluk bu sırasızlığı takip ediyor, yoksa yüzde 99'un yüzde 99'u müslüman maskesi takmış ve kan akıtma derdinde paganlar mı?
+ birileri rahatlık ve refah içinde fişi prize takıp, kapağı açıp kapatmak kısacası buzdolabıyla yiyeceklerini saklayabilirken birileri niye hala ilk çağdan kalma yöntemler kullanmak zorunda kalıyor? yüce allah'ın sonsuz adaletini müminler yeryüzüne bu kadar mı yansıtabiliyorlar?
- ...
- balkona koysun o eti, bozulmaz kolay kolay.
+ bu kurban bayramı hicri takvime göre belirleniyor; yani temmuzun göbeğine de denk gelecek. o sıcakta da bozulmayacak mı etler? kurban bayramı'nı kışa mı erteleyeceğiz öyle olmasın diye?
- ...
bir de buzdolabı olup da elektrik borcu yüzünden elektriği pek muhterem devlet tarafından kesilenler var ki o durumun ne olduğu gayet açık bir biçimde ortada.
normal şartlarda dinimiz onuda hesaba katmıştır. ramazan ayında hakkıyla verilen zekatlar, fitreler olsaydı buzdolapsız ev olmayacaktı. önce insanlar buzdolaplarını temin edecek ardından gelen kurban bayramında da etlerini dolaplarına koyacaklardı.
buzdolabı olmayan bir ailenin yiyecek hiçbir şeyi yoktur büyük ihtimal , bu yüzden o 10 kilo eti 2-3 öğünde yer, bu yüzden sıkıntı yapmaya gerek kalmayacak durumdur. sonuçta asena bile bir oturuşta 1 kilo köfte yiyor.*
10 kg et; 364 gün gırtlağından kırmızı et geçmemiş 5 kişilik ailenin, mangal ve benzeri şekillerde 2 günde tüketeceği miktar olduğu için buzdolabının yokluğu çokta hissedilmeyecektir. önemli olan bu aile neden? 364 gün et alamamıştır.
incelenmesi gereken konu budur.