tuğba ekincinin poposundaki şey programa damgasını vuran öğe olmuştur.. bu kadar mı zevksiz olunur. bilemiyorum.. program için söylenecek bişey yoktur. pazar eğlencesinden başka bir şey değildir.
Televizyoncu produktörlerin acaba nasıl smsden para kazanırız diye yırtınırken bulduğu abazalara special olmuş bir program.
Yayının çıkış fikri:
Yapımcı:oğlum bizim bu sms işimden daha çok para kazanmamız lazım.
Fikir Sahibi: Abi 10 15 kişiyi bi evde toplasak
Y: O olmaz onu yaptılar *
F: Abi peki hedef kitlemiz kim?
Y: Anketlere göre abazalar daha çok sms atıymuş
F: O zaman millete göt baş gösterelim. Mesela popçu seçelim.
Y: o da yapıldı daha farklı bişey lazım *
F: abi ben geçen TRT 3 te gördüm artistik patinaj vardı kızların götü filan gözüküyodu.
Y: Afferim lan hemen yapalım şu yayını ama kimse götünü açmaz ki.
F: O zaman manken filan buluruz.
Y: Tamam fikir budur işte ben 1 2 köşede kalmış manken arayayım akşama yayına hazırlıyorum.
program öncesi idmanları kocaeli buz pistinde yapılan yarişma.
not:bu buz pisti 1999 depreminde cesetleri barındırmak için kullanıldı.
(bkz: vallahi çarpılacak bunlar)
buz pateni sporunu türk insanına daha yakından tanıtmak için güzel bir programdır. ne varki para içinde yüzen ünlüler yerine genç ve bu spora merakı olan insanlar tercih edilseydi daha güzel olurdu. 100 bin ytl para ödülüne oradaki kaç yarışmacının ihtiyacı vardır acaba? ayrıca tuğba ekinci gibi aklı poposuna kaçmış bir insanı oraya çıkarmak da reytingin buz patenini sevdirmekten daha fazla önemsendiğini gösteriyor zaten.
türk insanının yıllardır süregelen buz pateni sevdasını kamçılayan izleyen ailelerde ''bey bizim cocuğuda yazdıralım su patene'' etkisi yaratan yarışma programı.
komik bi yarışma olduğu su getirmez program zira şöyle tartışmalar yaşanmış.
tuğba ekinci jüriye- şöylesiniz böylesiniz falan fılan
yüce jüri de cevaben- sen askerleri önüne mi aldın arkana mı aldın belli değil!!!.
ya napsak da bu milletin sırtından biraz daha para kazansak diye düşünenlerin kaypak bir çözüm üretip, sonuca ulaştıklarını sanması..Ünlücüklerin de komik hezeyanı..
komikliklerle bezenmiş bir yarışmadır. özellikle okan karaca isimliaş kendini inanılmaz acındırmaktır. birde şöyle bir düşünce aklıma yerleşmiştir. bizim sözlük yazarlarının gittiğini düşünsenize... zall culay ve niceleri ne geyik olurdu... ayrıca düştüklerinde içimizde bir acı ve sonrasında hep beraber heyecanlanmalar, hep beraber duygulanmalar, hep beraber gülmeler, hep beraber jüriye ayar vermeler. (bkz: uludag sozluk teki sicak aile ortami)
dün haşmet babaoğlu'nun yazısında bahsettiği gibi ilginç olaylara duhul etmiş saçma sapan program. bunca kişinin arasında gidip de o traz yarışmacılar ile, ''ne alaka'' olduğu belli olmayan kişilerin gidip de ''jüri'' diye halka keklenmesi de ilginçtir. işin daha da ilginç olan kısmısı, senelerini gazeteye vermiş kişilerin ya da reklamcılık sektöründen öteye gidememişin amcaların gidip de, ''senelerin patinajcısı, jürisi, şampiyonu, osu ya da busu'' şeklinde demeç vermeleri, yarışmacıların da, kalkıp ''olimpiyatvari'' hareketlerle, ''nerdeyim lan ben?'' demenin vermiş olduğu şaşkınlıkla, ne yaptığını bilmeden kendilerini millete yedirmeye çalışmaları da hayli gariptir. ayrıca ''yarışma yapacam, bir iki medyatik surat koyacam, reytingleri hortumlayacam'' diye kasan yayıncı kuruluşun, böyle bir olay yerine gidip de, bu programda daha yararlı işlere imza atacak, yetenekli, genç beyinleri yarışmaya dahil ettirmesi de, savın diğer yönü; artı yüzü olup yarışmanın tez elden sonlandırılması dileği de, diğer bir yüzüdür.
jürinin kesinlikle yanlı puanlar verdiği programdır. mehmet aslan mıdır ne karın ağrısı ise o çıktığı zaman bayan jüri üyelerinin ağzı kulaklarında o adam kayarken kendileri de buz üstünde seks fantazisi yapıyor ama diğerleri çıkınca -dikkat ettim- hiç oralı olmuyorlar kendi aralarında konuşuyorlar (kadınlardan bahsediyorum). neyse ki mehmet aslan elendi de kurtulduk seks fantazilerinden.