yarismanin yarismacilar ve juri uzerinde neden bu kadar stres olusturdugunu anlayamadigim, yasananlar sayesinde sahsimda samimiyeti konusunda ciddi supheler olusturan bir sov programi.
az önce ayşe arman'ın "asena'yla içki içmek isterim, zeynep tokuş'la 5 çayı ama bülent polat'la sadece kahvaltı belki ama bıranç* değil daha kısa" demesiyle (evet tam olarak bunu dedi) iyice tuhaf birşeye dönen yarışmamtrak* şov...
bir tv kanalı zamanı daha başka nasıl geçirttirebilir diye sordurtturan yarışmadır. bir yarışmacının toplam gösterisi taş çatlasa 5 dakika sürmekte, 3 yarışmacı için bu süre 15 dakikaya tekabül etmektedir. Ancak, ilginçtir ki yarışma 20.00 da başlamakta ve 23.30 da bitmektedir.
ayşe,sema, olcayto, alinur vb.gıcık bi juri üyesinden oluşan, jurilerinin olduğu kadar yarışmacılarının ve sunucularınında gıcık olduğu popüler kültür programı.
ilk başlarda verdiği kalite havasından eser kalmayan, yapımcısının parayı allahına kadar bulduğu, bu yüzden son bölümlerinde olsada olur olmada mantığı ile yayınlanan, spora ve sporcuya hakaret programına dönüşen bir tv oyunu.
gamze özçelik ''zeynep tokuş biraz daha oy alsa asenaya yetişçek'' tarzı bi şey demiştir. oysa ki oylar kırmızı, mavi diye ayrılmıştır. bu renklerin kime ait olduğu göya noter harici kimse tarafından bilinmemektedir. feci pot kırıldı..
pınar aylin'in zeynep tokuş'u ilk tebrik eden olmak için çabalarken çanağın üzerine düşerek bizleri kahkahaya boğması finalin en güzel sahnesi olmuştur.
ünlülerin bile birincilik uğruna çirkefleştiği, mahalle kavgasına girdiği yarışma. trt1 de düzenlenen bu tür yarışmalarda insanlara artistik ve yetenek puanı verilirken milletin kim ağlar veya kavga çıkarırsa ona puan vermesini acıyla izledik. ama zeynep tokuş son derece başarılıydı. bu yönden hak edenin kazanması güzel.
kurtlar vadisini kötü örnek oluyor diye yasaklayan zihniyetin, türlü oyunlar, komplolar, fırıldaklar ve zafere giden yolda her türlü çirkeflik mübahtır sözünü kanıtlarcasına yol alan yarışmacılara sesini çıkartmadığı yarışmamsı. aslında televizyon dizisi, yok lan komedi filmi.
piyasada ne kadar kaybolmuş veya silinmeye yüz tutmuş boyalı şöhret varsa hepsini yarışmacı diye getirmişler, birde jüri adı altında, buzu ancak buzdolabında veya kolanın içinde görmüş insanları toplamışlar. birde sunucu olarak iki tane ortaya karışık eleman serpmişler. sunucular hem jüriye hem yarışmacılara veriyor gazı, veriyor coşkuyu. sonrada kenardan tenasül organlarını kaşıyarak izliyor. akılda kalanlar mı?
birinin dötü ve dötünü belli bir eksende güzel sallaması.
birinin patenin jiletli kısmı ile jüri üstüne yürümesi.
birinin müthiş kolej ingilizcesi.
birinin yarışma uğruna çükünü feda etmesi.
birinin çıplakken estetik olduğunu itiraf etmesi.
.......
ulan hani buz pateni, hani dans, hani duygu, hani estetik. 150 kiloluk adamı estetik adına çıkartırsan, kambur adamı yarışmaya alırsan, yeni doğmuş ve ayağa kalkmaya çalışan karaca yavrusu gibi bacakları çarpraz olan kişileri oraya alırsan, millet ancak zehirini akıtanları, sabah programına katılan yorumcu teyze gibi çekirdek destekli izler, bununda ismi başarı ve yayıncılık olur. yenisine başarı, belinize kuvvet.
Eğer bu yarışma sayesinde * buz pateni popülerleşirse, kış ayları haricindede hastanelerin "düşme, çanağı kırma" rahatsızlıklarından dolacağı muhtemel. ***
ünlülere, bilmedikleri işleri yaptırarak iyi reyting alınacağını ıspatlamış ve ardından ünlülere dans, cambazlık vs. yaptırılmasına sebep olan yarışmadır.
kevin costner'in ahmet san vasıtasıylan programa katıldığı ve behsat uygur'un kendisine "buzda dansı takip ettiğinizi duyduk doğru mu?" sorusu üzerine seyirciye "haaa haa tabi izlemez olur mu her bölümünü her bölümünü izliyo da şimdi anlatamıyor garip" dedirten program. ya adam dilden anlamıyor diye dalga mı geçiyorlar ne? oldu amerikadan show tv yi izliyor kevin bey. "bütün dünya bizi izliyor" lafını ne kadar benimsediğimizi kanıtlayan eğlencelik program.