kafam kadar bademciklerim bunun sayesinde oldu.
temmuz ayının ilk 2 haftasını boğazında boğa daşşağı kadar bademcik taşıyan bendim
götünden metal iğne çıkmayan da ben.
yaz ayında battaniye altında üşüyorum diye bağıran da ben.
dudakları herpes simpleks çıkaran da ben.
ne buz'u , ne parmağı...bana resmen yağlı kazık gibi geldi.
lisede okurken günün birinde evde ki doğum günü partisinde harun adlı bir arkadaşın götüne diğer arkadaşlarca (sarhoş hallerde) zorla buz sokulur. buz girmemek için direttikçe terlikle falan vurulur ama sokulur işte.
daha sonra başka bir arkadaş tüm sınıfın içinde yüzyılın esprisini yapar;
"çocuklarınızı dondurmadan soğutmak mı istiyorsunuz? o halde onların gırtlağına buz parmağı sokun" şeklinde bir sloganla yoluna devam etmesi gereken çocukluğumn dondurması. tabi çocuk olduğumuz için maxlara, buz parmaklara kalıyorduk. sonra büyüdük efendim, magnumu keşfettik, magnum reklamlarındaki hatunlar kadar seksi yiyemedik belki ama dondurmanın tadını aldık. o buz parmağı üretenler o parmağı alsın.. dicem de terbiyeli kızım demiyorum.
edit: tamam sen buz parmağını yine sev, sanki sana mı dedik, üretenlere dedik, niye alınıyosun ki hem yalan mı arkadaşım magnum daha guzel işte. ooh mis.
hayatımda ilk defa dondurmadan deliler gibi hasta olmama olanak vermiş 90 ların bolcana tüketilen algida mamullerinden. velet ne bilir ki, onun bildiğin buz olduğunu... farkına varmadan çatır çutur yedikten sonra, üstüne bir de buz gibi su çek, ertesi gün de ne var ne yok çıkarsın mide.
ama efsane dondurmaların arasına girmiştir zannımca.
sınıfta söz almak için kullanabilecek dondurmamsı.
yaz aylarında acayip ferahlatır.ilk başta ağzın burnun donar.bikaç dakika sonra yumuşamaya başlar ya işte zevkin doruklarıdır o an. bi de vakumlarsın*.
oohhhyşşşş.