belli sertliklere izin verilmesinden dolayı izlerken arada bir "oooooo" efekti vermeye sebep olan ve
oyuncularının bir cok isi(pakı kontrol etmek,buzda kaymak, rakip oyuncuyla ugrasmak*) bir arada yapmayı basarmasından dolayı kendilerine hayran oldugum insanların yaptıgı spor
ofsayt ın olduğu diğer bir spor dalı. en uçtaki mavi çizgiyi ilk önce topu süren adamın geçmesi gerekmektedir. o sayede ilerde paslaşılabilir. aksi taktirde ofsayt olur. kaleleri ufaktır. aslında kaleci yerde yatsa hiç gol yemez diye de türk taktiği geliştirilebilir.
Türkiye'de gelişmesini canı gönülden istediğim, kurallarını bilmememe rağmen izlerken zevk aldığım spor dalı. Futbola da biraz benziyor sanki. Lakin Ankara'da Buz Hokeyi oynamaya çalışırken göt üstü düşen bir grup tikky tarafından bu spordan soğutuldum. Yoksa kaçırmazdım ben hiç bir maçı. *
Gönül isterdi şöyle bir uygun tipim olsun. Takiym kaskımı dalayım sağaya, rakiplerinin belini kıra kıra kaleciyle karşı karşıya pozisyonda kaliym. Bacak arası golümü attıktan sonra timsah yürüyüşü yapiym. Yetinmiyim formamı çıkartiym. Kat kat. **
ilginç bir spordur. kavga serbesttir. kavga çıktığı zaman oyun durur, hakemler kavgayı izler, bittiği zaman iki oyuncu da 2 dakika ceza alıp saha dışına gönderilir.
malzemeleri pahalıdır evet ama gerçekten oynamak isteyen arkadaşlara her zaman birilerinin eskileri bulunmuştur. Tabi bu bazen maçta çoğu kişinin şortu kırmızıyken sizinkinin yeşil olmasına neden olabilir.
Erkek sporu diyenlere !! buz hokeyinde sporcular jartiyer kullanır * çorapları düşmesin diye.. ama türk erkeği ona da çözüm bulmuştur.Delikanlılığı kaybetmez, koli bantıyla bantlar *
Futbolda olduğu gibi ceza aldığınız için her zaman küfür yemezsiniz, "aferim len iyi yapıştırdın herifi" antrenörden duyabileceğiniz bir söylemdir.
son birşey; Yurdum insanına ait "öyle kaleci yere yatsa pak içeri hiç girmez ki" sav'ı yemiyor canlarım, hatta kalecinin dötü yiyorsa yatsın bakalım yere * o pak belden üstte bi yere okkalı bi otursun bakayım düzgün neden almamaya ne kadar süre katlanabileceksiniz?
rusya, finlandiya gibi avrupa ülkeleriyle birlikte amerika'da en çok ilgi gören spor dallarındandır. türkiye'de ilgi çekmemesinin ana sebebi soğuk bir yer olmaması, malzemelerinin pahalı olması ve türk insanının futbolla basketboldan başka bir spor bilmemesidir. ama en başta, gelişememesidir. tamam olsun izleyelim de, buz hokeyi oynayacak adam yok ki? ayrıca süper bir bahane de arkadaşımdan geliyor; çük kadar disk, göremiyorum ki nesini izleyeyim. haklısın aslanım, sen de haklısın.
yıllardır oynamayı hep istediğim, heveslendiğim fakat oynayabilme şerefine iki sene önce erişebildiğim müthiş zevkli bir spordur; kesinlikle tavsiye ederim. buz hokeyi oynayabilmek için buz üzerinde kaymayı bilmenize falan gerek yok; ama elinizdeki sopayı bırakıp piste çıktığınızda kuğu gibi dans edebiliyorsunuz şerefsizim. türkiye'nin doğusunda ya da başka bir soğuk diyarda yaşayan sözlükçüler için buz hokeyi tarifim,
gerekli malzemeler:
isteğe bağlı uzunlukta 4 adet tahta; sahanın etrafını çevirecek bu tahtalar, yani inşaattan kaçırmanız falan gerekiyor ya da gidip marangoza yaptırın. 5-6 metre olsun en az.
sahanın içini dolduracak kadar su.
iki adet kale. olmadı taş koyarsınız, siktir edin bunu.
bir adet disk. 6 tane kesme şekeri birbirine yapıştırın disk yerine kullanacak birşey bulamazsanız, iyi kayıyor. yok kesme şeker dağılır derseniz; ki tahtayla vurunca dağılır, küçük cd'lerden alabilirsiniz. bunlardan 6-7 tanesini yine alt alta yapıştırırsanız tam disk gibi olur, bir tane cd bi boka benzemez çünkü vurduğunuz gibi uçar gider. hele de kask falan takmayacaksanız kafanızı gözünüzü çizebilir.
isteğe bağlı olarak forma, kask gibi zımbırtılar. forma dediğim tabi o özel giysi. bir de tabi ki paten; ona bile gerek yok lan, düşe kalka oynayın.
en önemlisi, karlı, soğuk ve güneş görmeyecek bir gün. soğuk bir kapalı alan da olabilir, her daim buz gibi olan garajı kullanabilirsiniz mesela.
yapılışı:
4 adet tahta bir saha şeklinde dizilir. yani diyelim ki iki tane 10 metre uzunluğunda, iki tane de 5 metre uzunluğunda tahta aldınız. 5 metreler enini, 10 metreler boyunu oluşturacak şekilde bir dikdörtgen oluşturun o tahtalarla. sağlam bir şekilde artık kaynak mı yaparsınız, vidalar mısınız; ne yaparsanız yapın kapatın herhangi bir boşluk, delik vs. varsa. ve işte, en güzel kısmı. tahtaların içine su dökün. tahtalar en azından 5 cm kalınlığında olsun; sonuna kadar doldurun tahtanın içini, havuz gibi yani. 5 cm ise tahta, 4 cm'de bıraksanız yeter. suyu döktükten sonra olay mahallinden uzaklaşın ve sahaya hiçbir darbe gelmemesine dikkat edin, mesela yandaki kova sahanın ortasına düşüp suyla birlikte donmasın. suyun tamamen düzleşmesi önemlidir burda; o yüzden sahadan uzak durulması gerekir. çarşaf gibi su donduğunda müthiş bir saha olur. evet, suyu döktük; şimdi biraz dinlenelim. bu işlemin gece yapılması tavsiye edilir, sabaha kadar o soğukta 5 kere donar zaten su.
eveet, alın size fıstık gibi saha. şimdi ister kale koyun, ister taş koyun; yapın kalelerinizi, alın diskinizi sopalarınızı, oynayın anasını satayım. ama bu iş biraz sakattır; ayarı tutturamazsanız suyun üstü donar altı sıcak kalır, ayağınız cart diye buza girer, siz de görürsünüz ebenizinkini.
en eglenceli tarafi rakiplerin devamli ellerindeki zopalarla birbirlerine dalmalari olan spor. kafada kask falan var tabi, fazla kan goremiyoruz ama guzel yinede. ben olsam bir yerden tutunup ayagimdaki patenlerle doner tekme atmak suretiyle rakibimin kafasini ucurmak yontemini kavgada bir alternatif, bir yenilik, seyirciye* bir hosluk olarak ciddi sekilde dusunurdum.
Türkiye'deki popülaritesi gittikçe artmaya başlayan Kocaeli ve Ankara'dan sonra Erzurum ve istanbul olimpik buz pistlerine ek olarak üç tane daha*** pist sayısı artacak olan spor dalıdır. Takım sayısı da doğal olarak artmıştır. Erkeklerde süper ve 1.ligin yanı sıra bayan ligi ve gençler ligi de bulunmaktadır.
sadece belli başlı yerlerde kafa göz kırılabilen spordur. hamburger dışında dünyaya fayda sağlamadıklarını düşündüğüm çirkef amerikanlar, hokey maçlarına kavga izlemek için giderler genelde. her maçta da garanti birkaç yumruk atılır. buz hokeyinde kavganın serbest olduğu sanrısı vardır ki çok yanlıştır. bazı ülkelerde taraflardan biri kaçana kadar kavgaya müdahale edilmez. bazı ülkelerde oyunculardan biri ciddi bir darbe yediğinde veya yere düştüğünde hakemler tepelerine biner. her yerde değişir kurallar. fakat bu konuda en sert ülke bildiğim kadarıyla isveç. eldivenini çıkaran oyuncuya o maçlığına siktir çekiliyor.
Küçükken buzun üstüne kozalak koyup elimizede ağaçların sert dallarını koparıp kozalağı birbirimizin g*tüne sokmaya çalıştığımız oyun türüdür , genellikle oyun sonunda dallar kırılır ve herkesin bir yerlerinde morarıklar oluşurdu ....
türkiye'de önümüzdeki 500 yıl içinde gelişmesi pek mümkün görünmeyen, aslında tam türklerin seveceği türden müthiş bir spor.
evlenmek ya da çoluk çocuğa karışmak gibi bir fikrim açıkçası yok. ammaaa... olur da iyi bir üniversitede okuyup iyi bir iş edinirsem, buz hokeyi oyuncusu olsun diye çocuk yapmayı düşünüyorum. bir tane futbolcu, bir tane tenisçi, bir tane buz hokeyi pampası...
ulan çok istediydim bunu oynamayı. kendi başıma kurduğum sahalardan falan sıkılıp buz pateni yapabileceğim bir yere gideyim dedim bir kez. buldum takım taklavat. o gün göt üstü oturdum, yıllar geçti; hala hava soğuduğunda kuyruksokumumda inanılmaz ağrı hissederim. "la salak doktora falan gitsene ya ciddi bi şeyse?" dediğinizi duyar gibiyim.