az çok mürekkep yalamış ve bürokrasinin nasıl bir mekanizma olduğunu idrak edebilmiş, onuncu derece bir devlet memurunun dahi götüyle güleceği senaryo diyaloglardır.
bir başbakan, bir kara kuvvetleri komutanı ile böyle bir diyaloğa girmez daha doğrusu; girmemesi gerektiğini bilir. bu başbakan, rte ve kasımpaşalı olsa bile...
rte: böyle konuşulmaz ki, terbiyesizlik yapma.
yb: terbiyesizlik yapmıyorum. lütfen bana hakaret etmeyin.
rte: artistlik yapma.
yb: artistlik yapmıyorum, ben sanatçı değilim.
rte: iyi bir sanatçısın.
yb: bakanlarınızın anayasayı ihlal ettiğini biliyor musunuz?
rte: lan terbiyesizlik yapma.
yb: lan mı?
rte: evet
yb: lan mı? canın sağolsun.
rte: şu anda yabancılara neler verildiğinin farkında mısın?
yb: ne zaman?
rte: şimdi.
yb: benim askerim öldükten sonra mı? iki senedir anamız ağlıyor.
rte: hadi ananı al git buradan
büyükanıt'ın karakuvvetleri komutanı olduğu dönemdeki tayyiple yaptığı konuşmadır, akpye söylemek istediklerimize tercüman olmuştur ergenekon soruşturmasında ortaya çıkmıştır ama işin bu yönü bizi ilgilendirmez, büyükanıt'ın dediklerine kulak vermek lazım.