bayramlar çocukluk döneminin en güzel günleridir. çünkü bayram ilgidir. bayram özgürlüktür. bayram, o gün için ayrılmış harika kıyafetlerdir. bayram yana taranmış ıslak saçlardır. bayram çocuklukta sıra dışı olan bir dolu güzelliğin bir arada bulunmasıdır.
bir çocuğu bir şekerle mutlu etmem mümkündür. ama çocuk büyür. ona okuldaki en gösterişli spor ayakkabıyı almak gerekir bu kez mutlu olması için. yine büyür bu kez en şık bisikleti, en güçlü bilgisayarı almak gerekir. yine büyür bu kez onun için dünyanın en güzel kızı olan gözünü kamaştıran kızın elini tutmak mutluluktur. yine büyür ve artık bu denlöi mutlu olamadığını fark eder. bayram gelir ve ziyaretler sıkıcıdır. bayram gelir ve bayram beklenilenin dışındadır.
büyüdükçe mutluluk uzaklaşır. çocukken duyulan keşke çocuk kalsaydım diyen insanlara hak verilir. keşke büyümek için acele etmeseydim. mutluluk çok karmaşık bir bumerang. her atışta biraz daha geç geliyor. bir gün gelmeyeceği korkusu ise geldiği anda pek hissetmeye yer vermiyor.
büyüdükçe bayramlar başkalaşır. sanırım artık mutlu ederek mutlu olmayı öğrenmek var. basamakları aşarak ulaşılacak nokta kalmayana dek adımlamaya devam...
bu bumerang aslında karanlık bir döngü ve bir kısır döngü.
giydiğim mini mini aykkabılar, belimde şeker dolu çantam, saçlarımı fıskiye şeklinde toplayışımı da katarsak içine daha da artan özlem. yalnız geçirilen ilk bayram, şu an için harçlıksız da. *
anımsayabilcek bir şeylerin olması da fena değil hani.
bu özlem eski sıcaklığın, mutluluğun özlemidir aslında. bayram deyince akla; çocuksu bayram heyecanları, yeni alınan ve sabaha giyilecek olan yeni bir çift ayakkabı,bayram harçlıkları, sımsıcak ve kalabalık aile ortamı gelir. ancak yıllar geçtikçe eksilenler de artar.ve her eksilenle birlikte daha büyük bir özlemle hatırlanır eski bayramlar ve hep hatırlanacaktır da...