1969 yapimi western klasigi. basrollerde en iyi zamanlarinda robert redford ve paul newman vardir. gercek bir yasam öyküsünden uyarlanmistir. tren soyguncusu iki kafadarin bolivya'ya kadar uzanan maceralarini akici bir dille anlatir film.filmim son sahnesi cok meshurdur ve poster haline getirilmistir.
robert redford ve paul newman' ın o dönemki popüleritesinden yararlanmak için çekilmiş ama çok başarılı olmuşve final sahnesiyle dünya sinemasında unutulmazlar arasına girmiş western. redford ve newman daha sonra üçkağıtçılar adında bir film de daha düzenbaz bir ikiliyi canlandırmışlardı. bir nevi piç rıza , horoz nuri misali.
sinema tarihinin en eğlenceli en başarılı en harikulade sonlu.. gibi birçok enlerine sahip western filmi. western denince ilk olarak clint eastwood ismi aklınıza geliyorsa bu filmden sonra western eşittir redfort ve newman olacak. tabi ki ustaya da sonsuz saygımız var. the good the bad the ugly bizim canımız fakat şampiyon butch cassidy and the sundance kid.
trenin para kasasının bulunduğu vagonu patlatma sahnesi çok komik başlar. Ancak o kadar gerçekçidir ki kamera patlamanın ortasındadır. Butch ve kid sağa sola savrulurlar. Zırt pırt açıp izleyeceğim filmler arasındadır. Harika bir filmdir. Türkçe dublajı da ayrı güzeldir. Neden derseniz, paul newman'ı seslendiren dublörün sesinin hastasıyım.
filmin alt metninde eşcinsel bir ilişki vardır. butch ve sundance o zamana kadar western filmlerinde süregelen yalnız ve ortaksız maço erkek imajının dışında birbirleriyle çok anlaşan, birbirlerini seven ve hatta flört eden bir ikili olmuştur. yani esasında brokeback mountain eşcinsel kovboyların ana karakterler olduğu ilk western filmi değildir. film ise harika bir karakter filmidir bunun ötesinde. hatta coen biraderlerin de george roy hill'den etkilendiğini söylemek mümkündür. özellikle de oh brother where art thou'da üçlüyü kovalayan siyah gözlüklü esrarengiz adam ile butch ile cassidy'yi kovalayan ve yüzünü asla göremediğimiz esrarengiz şerif arasında bariz bir anlatım benzerliği olduğunu söyleyebilirim. robert redford'a da şöhretin yolunu açmasından onun için de önemli bir film, sinema tarihi için kült bir eserdir. özellikle eşcinsel alt temalı filmler için.
sundace rolü ilk olarak steve mcqueen'e gelmiştir fakat paul newman'ın isminin afişte daha yukarı yazılacak olması nedeniyle, mcqueen rolü reddetmiştir.
adını daha önce duymadığım, türkçeye sonsuz ölüm gibi saçma sapan bir isimle çevrilen harikulade film.
1 saat 45 dakika gibi insanı baymayacak uzunlukta, her şey tam yerinde ve süresince.
müziğin ön plana konup başka ses duymadığımız sahneler ayrı güzel.