analitik düşünmeyen ve realist olamayan birinin yapacağı iştir. burç işlerinde zibilyon tane dolandırıcı varken hala burçlara inanan insanı kafası çalışmıyordur net.
arkadaşım, milyonlarca kilometre uzaklıktaki gezegenlerin hareketleri senin ruh halini etkileyemez. anla artık şunu. ruh hali dediğimiz şey tamamen beyin kimyasıyla alakalıdır. astrolojiye saracağınıza kuantum fiziğine, astronomiye veya astrofiziğe yöneltin ilginizi. cidden bu alanlarla ilgilenmek şahane bir şeydir.
ben pek inanmıyorum çünkü kendimi oğlak burcuna da yakın hissediyorum halbuki ne normal burcum ne de yükselenim oğlak ama oğlak burcu özellikleri genel olarak bana uyuyor. kova burcu tabii daha çok uyuyor. yükselenim boğa ama boğa burcuyla pek uyuşmuyorum bence.
--spoiler--
önemli olan doğum haritası.
--spoiler--
doğum haritası denilen şey yükselenle alakalı değil mi. mademki doğum haritasıyla alakalı peki niye balık burcuna alıngan deniliyor. balık burcu o kadar yerilmiş ki mesela aşağıdaki yazıda. balık burcu fazla abartılıyor olumsuz şekilde bence ama yeğenim aslan burcu ve yönetici ruhu var.
--spoiler--
Balık burcu bazı olaylara gereğinden fazla alınganlık gösterebilir. Balık burcunun kırılgan yapısı, onun çabuk üzülmesine neden olur. Balık burcunun olumsuz yönlerinden bir diğer ise disiplinsiz olmasıdır. Balık burçları duygularıyla hareket eder.
--spoiler--
inanmadığım şey ama burçlara inanan insanlar özelliklerini burcuna dayandırıyorlar. yani inanılmasa da burçlara inanan kişi için burcu özelliklerine yansıyor ve kişi de bunu kabulleniyor. mesela dayım balık burcu ama alıngan biri değil.
burçlar herhangi bir şekilde bilimsel verilere dayanmadığı gibi, gökcisimlerinin insanların günlük hayatları ve karakterleri üzerinde herhangi bir etki yaratmayacağı da bilimsel verilerle desteklenmektedir. Bir sürü makale var bu tarz cümleler ile yazılmış ama..
Ciddî ciddî burçlara inanıp dindar insanların inançlarına, geleneklerine hakaret eden zerzevatlar olduğunu gördüm son yıllarda. Empati yoksunluğunun düşük zekâdan kaynaklandığını düşünüyorum.
merkürün retrosunun jüpiterle olan dengesine tüküreyim, bunun ne insana bir etkisi var ne de davranışlarına. bize en yakın yıldız ebesinin nikahı kadar uzaktayken bunların bize manyetik olarak etki ettiğini ve davranışlarımızın da bu enerji(!) ile düzenlendiğini düşünmek oldukça saçma. bunlara kalırsa iradenin, psikolojinin ve yaşanmışlıkların bir boka yaradığı yok, varsa yoksa enerji. gökteki taşlara tapmaya devam edin. ha bir de, gözlemlediğim kadarıyla bu burç denilen dava seks partneri bulana kadar takip ediliyor, sonra da unutulup gidiyor.
boşluğun, gereksizliğin açık bir şekilde göstergesidir. cahillik zaten böyle şeylerden türeyip gelişir. bunların bence direkt yasaklanması büyük önem arz eder.
"sonra bir duraksadım eğer ay bize bunu yapıyorsa yani küçücük ay bize en yakın gök cismi ama bunun güneşi var yıldızları var..."
Tamam da ayın yaptığı etki zaten yakın olmasından kaynaklanıyor. Yani güneşin etkisini ışığıyla, mevsim değişiklikleriyle alıyoruz zaten. Ama diğer saydığın cisimler aydan çok çok büyük de olsalar çok çok uzaktalar. Yani ay küçük onlar büyük diye düşünmek mantıksız çünkü o kadar uzaktalar ki dünyaya tek etkileri gece zifiri karanlıkta gök yüzünde bir nokta olmaktan ibaretler.
Diğer ve asıl mantıksızlık ise:
Küçücük ay med-cezirlere sebebiyet veriyor tamam da ayın etkisi bir doğa olayı iken neden gezegenlerin yıldızların etkisi insanların karakterleri ve hayatları üzerine olsun? işin içine katılmak istenen fantastikliği tam burada görmek gerekiyor bence.
Tüm dünyadaki insanlar sadece 12 farklı karakter ve kadere ayrılmış diye inanmak kırmızı başlıklı kızın büyükannesinin yerine geçmiş kurtla konuşmasının gerçek olduğuna inanmak kadar safçadır.
ben burçlara inanan biri değilim lakin bir suale cevap bulamadım senelerce düşünmeme rağmen. eğer bulamaz isem burçlara inanmak durumunda kalıcam.
soruya gelince.
şimdi bize yakın bir dostumuz var bize derken dünyamıza yani ay. gelgit durumları oluyor bilmeyen yoktur her halde koskoca okyanusları kaldırıyor yer çekimi falan herneyse. kendi kendime düşündüm ulan bu ay bizim dünyamıza bunu yapıyor ise biz insan olarak yüzde doksan civarında sudan ibaretiz bize hiç mi etki etmiyor. bu soru kafamı gurcaladı durdu bir yandan da fırsat buldukça bunu araştırmaya çalıştım.
yalnız değilmişim bu konuyu merak eden insanlar varmış hatta deney yapmışlar tüm dünya genelinde. deneyin sonucuna göre gelgit zamanlarında insanlar daha öfkeli oluyor ve dünya genelindeki suç oranları belli oranda artış gösteriyormuş.
sonra bir duraksadım eğer ay bize bunu yapıyorsa yani küçücük ay bize en yakın gök cisimi tamam ama bunun güneşi var yıldızları var galaksiler gezegenler karadelikler var güneşten dünyadan haliyle aydan binlerce kat büyük cisimler var şimdi bunların bize hiç mi etkisi yok, her mantığı olan insan vardır herhalde der tahminimce o zaman burçların mantıklı bir tarafı olabilir ama geleceği haber veriyor falan o kadar olur mu işte burçlara inanmadığım yer burası yine de insan şüphe ediyor.
Sözlükte kale, kule, hisar mânâlarına gelen “burç” kelimesi, astronomi dilinde, güneş sisteminde yer alan on iki takımyıldızının her birisine verilen addan ibarettir. Çoğulu burûctur.
Buruc, aynı zamanda Kur’ân’ın 85. sûresinin de adıdır. Bu sûre, gökyüzünün burçlarına yeminle başladığı için Burûc Sûresi adını almıştır. ifade ilk âyette geçer. Mânâsı şöyledir: “Yemin olsun burçlarla dolu gökyüzüne.”1
bu alanda eğitim alan, uydurma yeteneği kuvvetli olan insanların öne attığı varsayımdır. burcumun neredeyse çoğu özelliklerini taşısam da, hayatta inanmayacağım tek şeydir.